Translation of "Küvette" in English

Küvette uyumayın.

Don't sleep in the bathtub.

O, küvette oturuyor.

She is sitting in the tub.

Onlar sıcak küvette.

They're in the hot tub.

Tom küvette boğuldu.

Tom drowned in his bathtub.

Biri onu küvette boğmuştu.

Somebody had drowned her in the bathtub.

Küvette akan suyu var.

He has the water running in the bathtub.

Küvette hiç su yok.

There's no water in the tub.

Bebek küvette su sıçratıyordu.

The baby was splashing in the bathtub.

Sami küvette, banyo yapıyordu.

Sami was in the bathtub, bathing.

O, küvette şarkı söylemeyi sever.

He likes to sing in the bathtub.

Tom küvette kendini boğmaya çalıştı.

Tom tried to drown himself in the bathtub.

Tom küvette şarkı söylemeyi sever.

Tom likes to sing in the bathtub.

Sami karısını küvette ölü buldu.

Sami found his wife dead in the bathtub.

Tom sıcak küvette, şarkı söylüyor.

Tom is in the hot tub, singing.

O onu boğuluncaya kadar küvette bastırdı.

He held her down in the tub until she drowned.

Kendimi duşta yıkamayı tercih ederim ve küvette değil.

I prefer to wash myself in the shower and not in the bathtub.

Tom küvette ayağı kayınca az kalsın çömleği kırıyordu.

Tom almost broke his butt slipping in the bathtub.

Her pazartesi bayan Evans çinko küvette tüm ailenin giysilerini yıkadı.

Every Monday Mrs. Evans washed all the family's clothes in the zinc bathtub.

Neo Kobe pizza ile dolu bir küvette onu boğarak öldürdüm.

I killed her by drowning her in a tub filled with Neo Kobe pizza.