Translation of "Hevesli" in English

Için hevesli olabilirler.

in Djibouti.

Tom hevesli görünüyor.

- Tom looks thrilled.
- Tom seems enthusiastic.

Tom çok hevesli.

Tom is very enthusiastic.

Tom hevesli değildi.

Tom wasn't enthusiastic.

Çok hevesli görünmüyorsun.

You don't seem too enthusiastic.

Onlar çok hevesli.

They're very enthusiastic.

O bilime hevesli.

He is keen on science.

Çok hevesli görünüyorsun.

You seem very enthusiastic.

- O, Amerika'ya gitmek için hevesli.
- Amerika'ya gitmeye hevesli.

He is anxious to go to America.

Pek de hevesli değillerdi.

to put us on a below-two-degree pathway.

Büyürken hevesli bir sporcuydum.

Growing up, I was an avid athlete.

O bilgiye çok hevesli.

He is acquisitive of knowledge.

Sen çok hevesli görünüyorsun.

You look so keen.

Tom çok hevesli değil.

Tom isn't very enthusiastic.

Tom çok hevesli değildi.

Tom wasn't very enthusiastic.

Hevesli bir yazar mısınız?

Are you an aspiring writer?

Oraya gitmeye çok hevesli.

He is very eager to go there.

Tom çok hevesli görünmüyordu.

Tom didn't seem too enthusiastic.

Tom, hevesli bir bisikletçidir.

Tom is an avid cyclist.

Tom çok hevesli görünmüyor.

Tom doesn't seem too enthusiastic.

Ken hevesli bir öğrenci.

Ken is an eager student.

Tom, hevesli bir yazar.

Tom is an aspiring writer.

Mary hevesli bir yazar.

Mary is an aspiring writer.

Tom her zaman hevesli.

Tom is always enthusiastic.

Ziyaretin hakkında çok hevesli.

He's very enthusiastic about your visit.

Biz hevesli Hanshin Tigers taraftarlarıyız.

We are enthusiastic Hanshin Tigers fans.

Bu tür müziğe hevesli değilim.

- I am not keen on this kind of music.
- I'm not keen on this kind of music.

Tom Mary kadar hevesli görünmüyordu.

Tom didn't sound as enthusiastic as Mary.

O seni görmek için hevesli.

- He is anxious to see you.
- He really wants to meet you.

O, hevesli bir sanat koleksiyoncusu.

She's an avid art collector.

O, herkesi memnun etmeye hevesli.

He is anxious to please everybody.

Tom projenin hevesli bir destekçisiydi.

Tom was an enthusiastic supporter of the project.

Tom tarihin hevesli bir okuyucusudur.

Tom is an avid reader of history.

Tom hevesli bir sanat destekçisidir.

Tom is an avid arts supporter.

Tom seni görmek için hevesli.

Tom is eager to see you.

Tom gitmeye hevesli, değil mi?

Tom is eager to leave, isn't he?

Tom çok hevesli görünmemeye çalıştı.

Tom tried not to appear too enthusiastic.

O yurt dışına gitmek için hevesli.

She is keen to go abroad.

Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.

Young people are eager to go abroad.

Tom çok hevesli değil, değil mi?

Tom isn't very enthusiastic, is he?

George yeni işi hakkında çok hevesli.

George is very enthusiastic about his new job.

Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

His daughter is eager to go with him anywhere.

Ağabeyim çok hevesli bir futbol fanatiğidir.

My older brother is a very enthusiastic soccer fan.

Evini satın almaya hevesli birini buldum sanırım.

I think I've found someone interested in buying your house.

Mary, bunu yapmak için hevesli olduğunu söyledi.

Mary said she was eager to do that.

Tom'un bunun hakkında daha hevesli olacağını düşündüm.

I'm too busy to do that today.

Tom'un bu konuda daha hevesli olacağını düşünmüştüm.

- I thought Tom would be more enthusiastic about that.
- I thought that Tom would be more enthusiastic about that.

Tom, bunu yapmak için çok hevesli olduğunu söyledi.

Tom said that he was very eager to do that.

Ve onları da buna ikna etme konusunda ne kadar hevesli

go and tell their electric stories to friends and neighbors

- Tom'un göründüğü kadar hırslı görünmüyorsun.
- Tom'un göründüğü kadar hevesli görünmüyorsun.

You don't seem to be as ambitious as Tom seems to be.

- Tom onu yapmaya hevesli olduğunu söyledi.
- Tom onu yapmaya istekli olduğunu söyledi.

- Tom said that he was willing to do that.
- Tom said he was willing to do that.

- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.

His daughter is eager to go with him anywhere.

- O hevesli bir Stephen King hayranıdır.
- O güçlü bir Stephen King hayranıdır.
- O sıkı bir Stephen King hayranı.
- O koyu bir Stephen King hayranı.

He is a keen Stephen King fan.