Translation of "Hayatından" in English

0.005 sec.

Examples of using "Hayatından" in a sentence and their english translations:

O, hayatından memnundu.

She was content with her life.

Hayatından nefret ediyor.

- He hates his life.
- She hates her life.

Hayatından memnun ol.

Be content.

Okul hayatından bahsetti.

She talked about her school life.

Hayatından memnun musun?

Are you satisfied with your life?

Çocuğun hayatından umut kesildi.

The boy was given up for dead.

Onun hayatından umut kesilmiş.

His life is despaired of.

Tom'un hayatından umut kesildi.

Tom was given up for dead.

Tom Boston'daki hayatından bahsetti.

Tom talked about his life in Boston.

Tom hayatından nefret ediyor.

Tom hates his life.

Sen neden hayatından hoşnutsuzsun?

Why are you dissatisfied with your life?

Hayatından memnunsun, değil mi?

- You are satisfied with your life, aren't you?
- You're satisfied with your life, aren't you?

Leyla, Sami'nin hayatından korkuyordu.

Layla was afraid for Sami's life.

Sami hayatından zevk alıyordu.

Sami was enjoying his life.

Çocuklarının mutluluğu ve hayatından çok

They were facing so many problems with their families and their communities

Hayatından memnun olduğunu ifade etti.

She expressed satisfaction with her life.

Hayatından olduğu gibi oldukça memnun.

She is quite satisfied with her life as it is.

Tom, Mary'nin hayatından çıkmasını istedi.

Tom wanted Mary out of his life.

Ona Amerikada'ki hayatından bahsetmesini istedi.

- She advised him to talk about his life in America.
- She advised him to talk about his life in the United States.

Tom yeni hayatından çok mutlu.

Tom is very happy with his new life.

Tom bize Boston'daki hayatından bahsetti.

Tom told us about his life in Boston.

Sami'nin Leyla'yı hayatından çıkarması gerekiyordu.

Sami needed to get Layla out of his life.

Bana biraz aşk hayatından bahset.

Tell me a bit about your love life.

Gündelik Amerika hayatından bütün bu hadiseler

all the incidents from the day-to-day of American life,

Anne adayına onun hayatından hikâyeler anlattılar

they told her stories from her life

Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.

The girl talked to her parents about her college life in Tokyo.

Üniversite hayatından en iyi şekilde yararlanın.

Make the most of your college life.

Tom, Mary'nin onun hayatından çıkmasını diliyor.

Tom wishes Mary would get out of his life.

Tom, Mary'yi kendi hayatından fazla sever.

Tom loves Mary more than his own life.

O, onun için hayatından vazgeçtiğini söyledi.

She said that she had given up her life for him.

Bana hayatından, işinden ve hobilerinden bahset.

Tell me about your life, work and hobbies.

Tom sık sık özel hayatından bahsetmez.

Tom doesn't often talk about his private life.

- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- Çiftlik hayatından kentsel hayata geçiş çoğu zaman zordur.

The transition from farm life to city life is often difficult.

Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.

An encounter could be deadly for her boisterous cub.

O bir beyzbol oyuncusu olarak hayatından memnun.

He is content with his life as a baseball player.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

You should enjoy your life without making others' lives unpleasant.

Leyla, Sami'ye hayatından bazı hikayeleri anlatmaya başladı.

Layla began to tell Sami some of the stories of her life.

- Romanda yazarın hayatından çok sayıda otobiyografik unsur var.
- Roman, yazarın kendi hayatından birçok otobiyografik öğe barındırıyor.

The novel has many autobiographical elements from the author's own life.

- O, kent yaşamından hoşlanmadı.
- O, şehir hayatından hoşlanmıyordu.

She didn't like city life.

Leonardo Milano'daki hayatından sonraki 16 yılda ise İtalya'da geçiriyor

Leonardo spends 16 years after his life in Milan in Italy

Petrol sizin için insan hayatından daha değerlidir, değil mi?

Oil is more precious than human life to you, right?

Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.

Tom decided to give up city life and live in the country.

- Sami özel hayatından bahsetmez.
- Sami özel hayatı hakkında konuşmaz.

Sami doesn't talk about his private life.

- Tom hayatından memnun gibiydi.
- Tom yaşamından keyif alıyor gibi görünüyordu.

Tom seemed to be enjoying his life.

- Köy hayatı şehir hayatından daha sağlıklıdır.
- Kırsal yaşam kent yaşamından daha sağlıklıdır.

Country life is healthier than city life.

Eğer özel hayatından hoşnutsuzsan, sana Facebook'a kaydolmanı önenirim. Bunu başından defetmenin en iyi yolu budur.

If you're unhappy with your private life, I suggest you register on Facebook. It's the best way to get rid of it.

Ne zaman ki, hayatından bir şeyi yitirirsen, o zaman bu sadece daha iyi bir şeyin sana doğru yolda olduğunun işaretidir.

Whenever something disappears from your life, it is only a sign that something better is on the road.