Translation of "Hastanedeki" in English

hastanedeki kayıt görevlileri

the registration specialists at the hospital

Hastanedeki 16 aydan sonra,

Over 16 months in hospital,

Hastanedeki arkadaşımı ziyaret etmeliyim.

I must visit my friend in the hospital.

Babam hastanedeki amcamı ziyaret etti.

- Father visited my uncle in hospital.
- My father visited my uncle in the hospital.

Hastanedeki bir arkadaşımı ziyaret ediyorum.

I'm visiting a friend of mine in the hospital.

Hastanedeki bir arkadaşımı ziyaret edeceğim.

I'm on my way to visit a friend in the hospital.

Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?

My appointment at the hospital completely slipped my mind. Why didn't you remind me?

Sağanak yağışa rağmen hastanedeki dostunu ziyaret etti.

In spite of the heavy rain, he visited his friend in the hospital.

Sanırım o, hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.

I think she was planning to go visit her mother in the hospital.

Şiddetli yağmura rağmen hastanedeki arkadaşını ziyaret etti.

In spite of the heavy rain, he visited his friend in hospital.

Bu hastanedeki hemşireler için çok talep var.

There is much demand for nurses in this hospital.

- Hastanede arkadaşımı ziyaret etmeliyim.
- Hastanedeki arkadaşımı ziyaret etmeliyim.

I must visit my friend in the hospital.

Bu hastanedeki her bir hemşire beş hastaya bakar.

In this hospital each nurse attends five patients.

Hastanedeki annen nedeniyle daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.

With your mother in the hospital, you'll have to work harder.

Hastanedeki Tom'a götürmek için birkaç kitap ödünç almak istiyorum.

I'd like to borrow some books to take to Tom in the hospital.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

At least we've managed to collect some of the venom needed to make anti-venom for that hospital.

Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.

Hastanedeki doktor Tom için bir şey yapamıyor o bu yüzden şimdi eve gidiyor.

The doctor at the hospital can't do anything for Tom so that's why he's just going home.

- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
- Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.