Translation of "Gerçeklik" in English

0.009 sec.

Examples of using "Gerçeklik" in a sentence and their english translations:

Gerçeklik korkutucu.

Reality is scary.

"Sanal gerçeklik mi? Artırılmış gerçeklik mi?"

Virtual reality or augmented reality?

Gerçeklik ''gerçek'' değildi.

Reality wasn't "reality."

Gerçeklik bir sahtekârdı.

Reality was an imposter.

Sanal gerçeklik gelecek.

Virtual reality is the future.

- Tom'un gerçeklik konsepti yok.
- Tom'da hiçbir gerçeklik kavramı yok.

Tom has no concept of reality.

Gerçeklik gerçekten gerçek mi?

Is reality really real?

Ve sonra gerçeklik tersine dönerse

and then reality turned bad,

Rüya bir gerçeklik haline geldi.

The dream has become a reality.

O anda gerçeklik duyumu yitirdim.

I lost my sense of reality at that moment.

Gerçeklik sadece bir bakış açısıdır.

Reality is just a point of view.

Bunun ekonomik bir gerçeklik olmadığını gördüm.

and all of us wanted to go to college, but it wasn't a financial reality.

Tamam, inelim hadi. Tamam, gerçeklik anı.

Okay, let's do this. Okay, moment of truth.

Umut ve gerçeklik aynı şey değildir.

Hope and reality are not the same thing.

Gerçeklik yeterince hayal gücü ile yenilebilir.

Reality can be beaten with enough imagination.

Gerçeklik ve gerçek arasındaki fark nedir?

What is the difference between reality and truth?

- Bu bir gerçek.
- Bu bir gerçeklik.

This is a fact.

Sanal gerçeklik kulaklığının fiyatı ne kadardır?

- How much is that virtual reality headset?
- How much is that VR headset?

Ama soğuk zor bir gerçeklik de vardı.

But there was a cold hard reality as well.

Ve bir de gerçeklik duygusuna ihtiyacımız var.

and we need a sense of the real.

Tom gerçeklik ve fantezi arasındaki farkı bilmiyor.

Tom does not know the difference between reality and fantasy.

Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı bilmiyor.

Tom doesn't know the difference between reality and imagination.

Şimdiki zaman, tek gerçeklik ve tek kesinliktir.

The present is the only reality and the only certainty.

O tamamen değişmiş bir gerçeklik içinde yaşıyor.

He lives in a completely altered reality.

Gerçeklik ve hayaller birbirlerinin etkisini yok ederler.

Reality and dreams counteract each other.

Birçok gerçekler ama yalnızca tek gerçeklik vardır.

There are many truths, but only one reality.

Sanal gerçeklik kulaklığı kullanmayı hiç denedin mi?

Have you ever tried using a virtual reality headset?

Sanal gerçeklik sadece geçici bir moda mıdır?

Is virtual reality just a fad?

Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı ayırt edemez.

Tom cannot distinguish between reality and imagination.

Rüyalar ve gerçeklik arasında seçim yapmak bazen zordur.

It is sometimes hard to choose between dreams and reality.

Gerçeklik ve gerçek dışılık, kişinin ruhu için önemlidir.

Reality and irreality are both important for one's psyche.

Ve geri görüş önyargısı geçmiş gerçeklik hakkındaki hafızamızı değiştirir.

and the hindsight bias changes our memory of the past reality.

Ve sanıyorum ki gerçeklik duygumuz ve bu duygunun devamlılığı

And I think a sense of our reality and the permanence of our reality

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.

Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

Kurgu romanları gerçeklikten daha çok satar. Aslında gerçeklik hiç satmıyor.

Fiction novels sell better than reality. In fact, reality doesn't sell at all.

Ve bazen gerçeklik ve kendin arasında bir blok oluyormuş gibi hissettiriyor.

and at times that feels like a block between you and reality.