Translation of "Gelebilirsin" in English

Gelebilirsin.

You can come.

- İçeriye geri gelebilirsin.
- Geri gelebilirsin.

You can come back in.

Eve gelebilirsin.

You can come home.

Bizimle gelebilirsin.

You can come with us.

İstersen gelebilirsin.

You can come if you want.

Üstesinden gelebilirsin.

You can handle it.

Yarın gelebilirsin.

You can come tomorrow.

Saat kaçta gelebilirsin?

What time can you come?

Sen benimle gelebilirsin.

You can come with me.

İstersen bizimle gelebilirsin.

You may come with us if you want to.

İstersen birlikte gelebilirsin.

You can come along if you want.

Gelmek istersen gelebilirsin.

If you want to come, you can.

İstersen benimle gelebilirsin.

- You could come with me if you like.
- You could come with me if you want to.

Sen de gelebilirsin.

You may also come.

İstediğin zaman gelebilirsin.

You may come whenever you like.

Gelebilir miyim? Gelebilirsin.

Can I come? You can come.

İstiyorsan bizimle gelebilirsin.

You're welcome to ride along with us, if you want.

İstersen yarın gelebilirsin.

You can come tomorrow if you like.

Ne zaman gelebilirsin?

When can you come?

Artık ahtapot dünyama gelebilirsin."

And now you can come into my octopus world."

Her zaman buraya gelebilirsin.

You can always come here.

- İstiyorsan gelebilirsin.
- İstiyorsanız gelebilirsiniz.

You can come if you want to.

Eğer istiyorsan bizimle gelebilirsin.

- You're welcome to come with us if you want to.
- You're welcome to come with us if you want.

Başın sıkışınca bana gelebilirsin.

I want to be someone you can turn to.

İstediğin zaman yine gelebilirsin.

You're welcome back anytime.

Evime ne zaman gelebilirsin?

- When can you come to my home?
- When can you come to my house?

Gerekli olduğunda bana gelebilirsin.

When it's necessary, you can come to me.

Ne zaman istersen gelebilirsin.

You may come whenever you like.

- Buraya girebilirsin.
- Buraya gelebilirsin.

You can come in here.

Her zaman geri gelebilirsin.

You can always come back.

Bensiz bunun üstesinden gelebilirsin.

You can handle this without me.

Herhangi bir zamanda gelebilirsin.

You can come at any time.

Bugün onu almak için gelebilirsin.

You can come and get it today.

Gelebilirsin ama başka kimseye söyleme.

You can come, but don't tell anybody else.

İstediğin zaman beni görmeye gelebilirsin.

Come and see me whenever you like.

Belki daha sonra tekrar gelebilirsin.

Maybe you could come back later.

Yarın bize saat kaçta gelebilirsin?

At what time would you be able to come to us tomorrow?

Onun yerine pazartesi günü gelebilirsin.

You can come on Monday instead.

İstediğin zaman buraya geri gelebilirsin.

You can come back here anytime you want.

Yarın öğleden sonra istediğin zaman gelebilirsin.

You may come at any time tomorrow afternoon.

Hâlâ gece yarısına kadar buraya gelebilirsin.

You can still get here by midnight.

Ne zaman istersen bana ziyarete gelebilirsin.

You can come visit me whenever you like.

Ne kadar kısa sürede buraya gelebilirsin?

How soon can you get here?

Lütfen her zaman beni görmeye gelebilirsin.

Please come and see me any time.

Senin için ne zaman uygunsa gelebilirsin.

- You can come whenever it is convenient for you.
- You can come whenever it's convenient for you.

Saat 3.30'a kadar geri gelebilirsin.

You can come back by 3:30.

- Sen de gelebilirsin.
- Sen de eşlik edebilirsin.

You're welcome to come along.

Eğer bir vizen varsa sadece Çin'e gelebilirsin.

You can only come to China if you’ve got a visa.

İstediğin zaman buraya her zaman geri gelebilirsin.

You can always come back here anytime you want.

Ne zaman istersen bizi ziyaret etmeye gelebilirsin.

You can come to visit us anytime you want.

Bir araban varsa, istediğin zaman gelebilirsin ve gidebilirsin.

If you have a car, you can come and go at will.

Partime gelebilirsin ama bana bir hediye getirmek zorundasın.

You can come to my party, but you have to bring me a gift.

İyi davranmaya söz verdiğin sürece beni ziyaret etmeye gelebilirsin.

You can come to visit me, as long as you promise to behave well.

Sen ancak iyi davranmaya söz verirsen, beni ziyaret etmek için gelebilirsin.

You can come to visit me, but only if you promise to behave well.

Dünyanın sonundan önce son saatlerde ne yapacağımı soruyorsun. Muhtemelen çöpü çıkaracağım ve daireyi temizleyeceğim ve bu konuda yardım etmek için gelebilirsin.

You're asking what I'll do in the last hours before the end of the world. I'll probably take out the garbage and clean up the apartment, and you could come and help me with it.