Translation of "Görülür" in English

0.006 sec.

Examples of using "Görülür" in a sentence and their english translations:

Kötü olarak görülür.

is looked upon as a villain.

Bu kilometrelerce öteden görülür.

[Bear] That's going to be visible for miles.

Karıncalar bereket olarak görülür.

ants are seen as fertility.

Dili, gözle görülür hâlde.

Its language is visible.

Gözle görülür şekilde rahatsızdı.

He was visibly bothered.

Dünyanın gözle görülür öğütücüleri diyebiliriz.

we can say the visible grinders of the world.

Tom gözle görülür derecede gergindi.

Tom was noticeably tense.

Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.

Tom was visibly annoyed.

Tom gözle görülür şekilde sarsılmış.

Tom was visibly shaken.

Uğrunda çabalayan herkes kahraman olarak görülür.

fights for these standards, is looked upon as a hero.

Tom gözle görülür bir şekilde mutlu.

Tom is visibly happy.

O, gözle görülür bir şekilde sinirliydi.

He was visibly nervous.

Tom'un görünüşü gözle görülür derecede farklıydı.

Tom's appearance is noticeably different.

Auguste Comte, sosyolojinin babası olarak görülür.

Auguste Comte is regarded as the father of sociology.

Kepek erkeklerde kadınlardan daha sık görülür.

Dandruff occurs more often among men than women.

Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.

To see puma cubs this young is rare.

Kız kazadan sonra gözle görülür biçimde sarsıldı.

The girl was visibly shaken after the accident.

Dünyadan çıplak gözle kaç tane yıldız görülür?

How many stars are visible with the naked eye from earth?

Tom gözle görülür bir şekilde rahatsız oldu.

Tom was visibly bothered.

Dua veya sureler okumak din dışı olarak görülür

reading prayers or suras is seen as irreligious

Nasa'nın paylaştığı verilerde dünya'nın şeklinin geoit olduğu görülür

In the data shared by Nasa, it is seen that the shape of the earth is geoit

Teobromin zehirlenmesi, evcil hayvanlarda insanlardan daha sık görülür.

Theobromine poisoning occurs more frequently in domestic animals than in humans.

Saldırganlığın en görünür formları genellikle av ve avcı arasında görülür.

The most visible forms of aggression are often seen between prey and predator.

Tom'un ruh hali günden güne gözle görülür bir biçimde değişiyor.

Tom's mood changes markedly from day to day.

Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.

Seldom seen, and never before filmed underwater.

Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.

My husband is broad-shouldered, with distinctly short arms.

"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.

But I couldn't help thinking, "She's playing with the fish." You see play often in social animals.

Kordon sarkması, yaklaşık beş yüz gebelikte bir görülür ve acil durum olarak kabul edilir.

Umbilical cord prolapse occurs in approximately one in five hundred pregnancies, and is considered an emergency.

Günümüzde Avrupa ülkelerinin çoğunluğu sosyal demokratlar tarafından yönetilir ama aşırı sağda gözle görülür bir yükseliş var.

Nowadays, the majority of European countries is ruled by social democrats, but there is a noticeable increase of right-wing extremism.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.

In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

- Bu gece bir kuyruklu yıldız görülür olacak.
- Bu gece bir kuyruklu yıldız görünür olacak.
- Bu gece bir kuyruklu yıldız gözlemlenebilecek.

Tonight a comet will be visible.

- Herkesin önünde birinin eşini öpmek bazı ülkelerde normal bir davranış olarak düşünülmektedir.
- Ulu orta birinin eşini öpmesi, bazı ülkelerde normal bir davranış olarak görülür.

Kissing one's spouse in public is considered acceptable behavior in some countries.

Güneş tutulması ya da güneşin ışığını tam engelleme, güneş lekesinin karanlık ortasıyla kaplanmış alanda yaşayanlar tarafından görülür. Yarı gölge tarafından kaplanmış dünya alanında yaşayan insanlar bir kısmi tutulma görecektir.

A total solar eclipse, or a complete blocking out of the Sun's light, can only be seen by those who live in the area covered by the umbra. People who live in the area of the Earth covered by the penumbra will see a partial eclipse.

Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.

Doubtless there exists in this world precisely the right woman for any given man to marry and vice versa; but when you consider that a human being has the opportunity of being acquainted with only a few hundred people, and out of the few hundred that there are but a dozen or less whom he knows intimately, and out of the dozen, one or two friends at most, it will easily be seen, when we remember the number of millions who inhabit this world, that probably, since the earth was created, the right man has never yet met the right woman.