Translation of "Fırça" in English

0.003 sec.

Examples of using "Fırça" in a sentence and their english translations:

Bu fırça deve kılından yapılmış.

This brush is made from camel hair.

Nereden bir fırça satın alabilirim?

Where can I buy a brush?

Da Vinci'nin gerçek fırça darbelerine rastlayamıyoruz

We can't come across da Vinci's real brushstrokes

Tom kotundaki kiri fırça ile temizledi.

Tom brushed the dirt off his jeans.

Ve fırça yerine çubuk kullanan insanlar görüyoruz,

then we will see people start using sticks,

O bir fırça ile mutfak zeminini temizledi.

She scrubbed the kitchen floor with a brush.

- Tom, Mary'yi azarladı.
- Tom Mary'ye fırça çekti.

- Tom scolded Mary.
- Tom berated Mary.

- Tom kimden azar işitti?
- Tom kimden fırça yedi?

Who was Tom scolded by?

O, sınavda kopya çekerken yakalandı ve ona fırça atıldı.

He was caught cheating on the exam and got called on the carpet.

Tom Mary'ye bütün gece boyunca dışarda kaldığı için fırça attı.

Tom chewed Mary out for staying out all night long.

Tom bir fırça aldı ve Mary'nin çiti boyamasına yardım etmeye başladı.

Tom picked up a paintbrush and started helping Mary paint the fence.

- Tom azarlandı.
- Tom azar yedi.
- Tom azarı yedi.
- Tom azar işitti.
- Tom paylandı.
- Tom fırça yedi.

Tom was scolded.