Translation of "Evlerinde" in English

0.004 sec.

Examples of using "Evlerinde" in a sentence and their english translations:

Insanların evlerinde kapalı olması, ...

having people in shelter in place,

Sami'nin ailesi evlerinde katledildiler.

Sami's family were slaughtered in their home.

Onların evlerinde su var mı?

Do they have water in their houses?

Çünkü evlerinde boşanmış bir kız istemiyorlardı,

Because they didn't want a divorced daughter on their hands

Insanların evlerinde kapalı kalma emirlerine kızgın olması, ...

having people become angry that they are in shelter in place orders,

Kedi insanların evlerinde yaşayan vahşi bir hayvandır.

The cat is a wild animal that inhabits the homes of humans.

Çocuklar kendilerinin kurduğu yeni ağaç evlerinde oynamayı severler.

The children love playing in their new tree house, which they built themselves.

Baldızım beni yeni evlerinde öğle yemeğine davet etti.

My sister-in-law invited me to lunch in their new house.

Gittikçe daha fazla insanın evlerinde bir bilgisayarı var.

More and more people have a computer in their home.

Melanie'nin anne babası Emily'nin kendi evlerinde kalmasına izin verdi.

Melanie's parents permitted Emily to stay in their house.

- Birçok zengin insanın evlerinde güvenli bir odası var.
- Birçok zengin insanın evinde kasa odası vardır.

Many rich people have a safe room in their houses.