Translation of "Endişeyle" in English

0.004 sec.

Examples of using "Endişeyle" in a sentence and their english translations:

Endişeyle hastaydım.

I was sick with worry.

O endişeyle sordu.

She asked anxiously.

Biz endişeyle bekledik.

We waited anxiously.

Tom endişeyle uzaklaştı.

Tom anxiously hurried away.

Tom endişeyle bekledi.

- Tom waited anxiously.
- Tom anxiously waited.

Tom endişeyle izledi.

Tom watched anxiously.

Herkes endişeyle bekliyor.

Everyone is waiting anxiously.

(O) oğlunu endişeyle bekledi.

He waited for his son with anxiety.

Onlar endişeyle birbirlerine baktılar.

They stared apprehensively at one another.

Tom Mary'ye endişeyle baktı.

Tom looked at Mary apprehensively.

Tom endişeyle kaşlarını çattı.

Tom frowned nervously.

Tom endişeyle Mary'ye baktı.

Tom looked anxiously at Mary.

O, endişeyle oğlunu bekledi.

He waited anxiously for his son.

Tom endişeyle etrafına bakındı.

Tom anxiously looked around.

Tom endişeyle etrafına baktı.

Tom looked around anxiously.

Kapının yakınında endişeyle bekledim.

I waited anxiously near the door.

Sami'nin sesi endişeyle doluydu.

Sami's voice was filled with concern.

Kaygı ve endişeyle takip ediyor.

with trepidation and dread.

Tom bıçağı endişeyle Mary'ye verdi.

Tom nervously handed Mary the knife.

Sami polis karakolunda endişeyle bekledi.

Sami waited anxiously at the police station.

Mission Control personeli endişeyle haberleri bekledi.

The staff at Mission Control waited nervously for news.

Tom ve Mary endişeyle birbirine baktı.

Tom and Mary looked at each other with concern.

Tom ve Mary endişeyle dışarıda bekliyor.

Tom and Mary are anxiously waiting outside.

Ne olabileceğini görmek için endişeyle izledim.

I watched anxiously to see what might happen.

Biz onu tekrar görmek için endişeyle bekliyoruz.

We anxiously wait to see it again.

Ben endişeyle araştırdım ama bir şey bulmadım.

I searched anxiously, but I found nothing.

Dedektif Dan Anderson suç laboratuvarı sonuçları için endişeyle bekledi.

Detective Dan Anderson waited anxiously for the crime lab results.

- Tom endişeyle ileri geri dolanıyordu.
- Tom gergin biçimde ileri geri dolanıyordu.

Tom was nervously pacing back and forth.