Translation of "Elmanın" in English

0.006 sec.

Examples of using "Elmanın" in a sentence and their english translations:

Elmanın yarısı çürümüştü.

Half of the apple was rotten.

Elmanın çekirdeğini yemem.

I don't eat the core of an apple.

Elmanın tatlı tadı var.

The apple tastes sweet.

O, elmanın hepsini yedi.

- He ate all of the apple.
- He ate the whole apple.

Bu elmanın tadı ekşi.

This apple tastes sour.

Elmanın tanesi kaça geliyor?

How much does an apple cost?

Tom elmanın yarısını Mary'ye verdi.

Tom gave Mary half of the apple.

O bir elmanın içinde yaşıyor.

It lives inside an apple.

Elmanın poşetini kaç liraya veriyorsunuz?

How much are you selling a bag of apples for?

Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.

Newton saw an apple fall off a tree.

Elmanın bir poşetini kaç liraya veriyorsunuz?

How much are you selling a bag of apples for?

Bu elmanın çok ekşi tadı var.

This apple tastes very sour.

Tom elmanın göbeğini nasıl çıkaracağını gösterdi.

Tom demonstrated how to core an apple.

Karanlık ve aydınlık bir elmanın iki yarısı gibidir.

Light and darkness are two sides of the same coin.

Tom en azından bir elmanın düşeceğini umarak ağacı salladı.

Tom shook the tree, hoping at least one apple would fall.

İçinde bir kurt olduğunu fark etmeden önce elmanın yarısını yedim.

I ate half the apple before I noticed there was a worm in it.

- Tom ve Mary bir elmanın iki yarısı gibiler.
- Tom ve Mary tencere-kapak gibiler.

Tom and Mary are two of a kind.