Translation of "Ekmeğini" in English

0.003 sec.

Examples of using "Ekmeğini" in a sentence and their english translations:

Onların ekmeğini dilimlemem.

I don't slice their bread.

- Tom kendi ekmeğini kendi yapar.
- Tom ekmeğini kendi pişiriyor.

Tom bakes his own bread.

Sandviç ekmeğini uzatır mısın?

Could you pass the rolls?

Tom ekmeğini kendisi yapıyor.

Tom makes his own bread.

Kamyon şoförlüğü yaparak ekmeğini çıkarıyor.

He drives a truck for a living.

Tom kendi ekmeğini ekmek makinesi ile pişirir.

Tom bakes his own bread with a bread machine.

- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.

He works hard to earn his living.

- Tom ekmeğini gitar çalarak kazanıyor.
- Tom geçimini gitar çalarak sağlıyor.

Tom earns his living as a guitarist.

Toprak sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin. Yaratılmış olduğun toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.

Thorns and thistles shall it bring forth to thee, and thou shalt eat the herbs of the earth.In the sweat of thy face shalt thou eat bread till thou return to the earth out of which thou wast taken: for dust thou art, and into dust thou shalt return.