Translation of "Durduramıyorum" in English

Onu durduramıyorum.

I can't shut it down.

Kanamayı durduramıyorum.

- I cannot stop the bleeding.
- I can't stop the bleeding.

Hıçkırığı durduramıyorum.

I can't stop hiccuping.

Hapşırmayı durduramıyorum.

I can't stop sneezing.

Kendimi durduramıyorum.

I can't stop myself.

Öyle düşünmeyi durduramıyorum.

- I can not but think so.
- He can't stop thinking like that.

Ben öksürüğü durduramıyorum.

I can't stop coughing.

Burun kanamamı durduramıyorum.

I can't stop my nosebleed.

Sadece ağlamayı durduramıyorum.

I just can't stop crying.

- Kanamayı durduramam.
- Kanamayı durduramıyorum.

- I cannot stop the bleeding.
- I can't stop the bleeding.

Onun hakkında düşünmeyi durduramıyorum.

I can't stop thinking about it.

Tom hakkında düşünmeyi durduramıyorum.

I can't stop thinking about Tom.

- Gördüğümü düşünmeden duramıyorum.
- Gördüğümü düşünmeyi durduramıyorum.

I can't stop thinking about what I saw.

Ben seni yapmak istediğin şeyi yapmaktan durduramıyorum.

I can't stop you from doing whatever you want to do.

Bir kere temizliğe başladım mı kendimi durduramıyorum.

Once I start cleaning, I can't stop myself.

- Seni düşünmeden yapamıyorum.
- Seni düşünmekten vazgeçemiyorum.
- Seni düşünmeyi durduramıyorum.

I can't stop thinking about you.