Translation of "Dinlerken" in English

0.004 sec.

Examples of using "Dinlerken" in a sentence and their english translations:

Müzik dinlerken uyuyakaldım.

I fell asleep listening to music.

Radyo dinlerken uyuyakaldım.

I fell asleep listening to the radio.

Tom dinlerken oturdu.

Tom sat listening.

- Müzik dinlerken gözlerini kapat.
- Müzik dinlerken gözlerinizi kapatın.

- Close your eyes when you listen to music.
- Close your eyes when you listen to music!

öğrencilerinin ders dinlerken görüntüsünü

image of students listening to the lecture

Haberleri dinlerken gözyaşlarına boğuldu.

She burst into tears to hear the news.

Radyo dinlerken uyuya kaldım.

While listening to the radio, I fell asleep.

O, onu dinlerken yoruldu.

Listening to him, she got tired.

Müzik dinlerken gözlerini kapa!

- Close your eyes when you listen to music.
- Close your eyes when you listen to music!

Müziği dinlerken yemeği hazırlar.

She prepares the meal while listening to music.

Dinlerken dilleri öğrenmeyi severim.

I love learning languages by listening to them.

O radyo dinlerken durdu.

He stopped listening to the radio.

Haberleri dinlerken, yüzü soldu.

He turned pale at the news.

Hikayeyi dinlerken gözyaşı döktü.

She shed tears while listening to the story.

Lyusya, Mahler'i dinlerken ağladı.

Lyusya weeped while listening to Mahler.

Radyoyu dinlerken yemek yiyorum.

I eat while listening to the radio.

Telsizi dinlerken telefonun çaldığını duydum.

Listening to the radio, I heard the telephone ring.

Radyoda müzik dinlerken araba kullandı.

He drove the car, listening to music on the radio.

Kendimi onun plaklarını dinlerken buldum.

I found myself listening to his records.

Tom'u pencerenizin dışında dinlerken gördüm.

I saw Tom outside your window, listening.

Bir dersi dinlerken sessiz olmalısın.

When listening to a lecture, you should be quiet.

Her zaman müzik dinlerken çalışır.

She always studies while listening to music.

Aşk şarkılarını dinlerken kimi düşünüyorsun?

Who do you think of when you are listening to love songs?

Bu toplulukların inanılmaz hikâyelerini dinlerken bile

who had left entire histories of hate behind,

Ben radyo dinlerken her zaman çalışırım.

I always work while listening to the radio.

O, müzik dinlerken bir mektup yazıyordu.

He was writing a letter while listening to music.

Bu şarkıyı dinlerken kalbim nostaljiyle dolar.

Listening to this song fills my heart with nostalgia.

O müzik dinlerken bir mektup yazdı.

- He wrote a letter, listening to music.
- He wrote a letter while listening to music.

Tom'u kapınızın dışında gizlice dinlerken gördüm.

I saw Tom outside your door, eavesdropping.

İşte Mozart dinlerken büyüyen bir domates.

Here's a tomato, that grew while listening to Mozart.

Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.

He has a habit of moving his head up and down when he is listening to a conversation.

öğrencilerin ders dinlerken ki görüntüsü çok önemli zaten

The image of the students while listening is very important

Kaydedilmiş sesini dinlerken bir yabancının sesini dinliyormuş gibi hissedersin.

When you listen to your recorded voice, you get the feeling that you're hearing the voice of a stranger.

Lyusua Mahler'i dinlerken hep ölümü ve sonsuz yaşamı düşünüyordu.

Listening to Mahler, Lyusya would always think of death and life eternal.

Sami sadece arkasına yaslandı ve Leyla'yı dinlerken "aham" demeye devam etti.

Sami just sat back and kept saying "aham" while he listened to Layla.

- Bu şarkıyı dinlerken Tom'u düşünüyorum.
- Bu şarkıyı duyunca aklıma Tom geliyor.

When I hear this song, I think of Tom.