Translation of "Dinlemiyorsun" in English

Dinlemiyorsun.

You haven't been listening.

Dinlemiyorsun!

- You're not listening!
- You're not listening.
- You don't listen!

- Dinlemiyorsun.
- Dinlemiyorsunuz.
- Sen dinlemiyorsun.

- You're not listening!
- You're not listening.

Dinlemiyorsun bile.

You're not even listening.

Dinlemiyorsun beni.

You're not listening to me.

- Dinlemiyorsun.
- Dinlemiyorsunuz.

You aren't listening.

Beni dinlemiyorsun.

- You're not listening to me.
- You don't listen to me.

Neden dinlemiyorsun

Why aren't you listening?

Niçin nedeni dinlemiyorsun?

- Why will you not listen to reason?
- Why won't you listen to reason?

Neden beni dinlemiyorsun?

- Why aren't you listening to me?
- Why won't you listen to me?
- Why are you not listening to me?

Sen beni dinlemiyorsun?

You're not listening to me.

Dinlemiyorsun, değil mi?

- You're not listening, are you?
- You aren't listening, are you?

- Niçin dinlemiyorsun?
- Dinlesene.

Why don't you listen?

Ne dediğimi dinlemiyorsun.

You aren't listening to what I'm saying.

Sen hiç dinlemiyorsun.

You never listen.

Niçin onun tavsiyesini dinlemiyorsun?

Why don't you listen to his advice?

Sen dinlemiyorsun, değil mi?

You're not listening, are you?

Neden sessiz olup dinlemiyorsun?

Why don't you be quiet and listen?

Sen benim dediğimi hiç dinlemiyorsun.

You never listen to what I say.

Asla dinlemiyorsun. Duvara konuşsam daha iyi.

You never listen. I might as well talk to the wall.

- Dinlemiyorsun, değil mi?
- Dinlemezsin, değil mi?

- You don't listen, do you?
- You're not listening, are you?
- You aren't listening, are you?

Neden sadece orada oturmuyorsun ve dinlemiyorsun?

Why don't you just sit there and listen?

Benimle her zaman tartışıyorsun, beni asla dinlemiyorsun.

You always bandy words with me: you never listen to me.

Senin derdin, Tom, başkalarının söylediklerini asla dinlemiyorsun.

The trouble with you, Tom, is that you never listen to what other people say.