Translation of "Buluşacağız" in English

- Biz tekrar buluşacağız.
- Tekrar buluşacağız.

- We will meet again.
- We'll meet again.

Yarın buluşacağız.

We're going to meet tomorrow.

Nerede buluşacağız?

Where are we going to meet?

Tom'la buluşacağız.

We'll meet Tom.

Parkta buluşacağız.

We'll meet in the park.

Biz nerede buluşacağız?

Where will we meet?

Biz öğleyin buluşacağız.

- We are to meet at noon.
- We're to meet at noon.

Biz tekrar buluşacağız.

- We will meet again.
- We'll meet again.

Ne zaman buluşacağız?

When will we meet?

Daha sonra buluşacağız.

We'll meet later.

Biz tiyatroda buluşacağız.

We'll meet in the theater.

Perşembe sabahı buluşacağız.

We'll meet on Thursday morning.

Benim evimde buluşacağız.

We'll meet at my house.

Onlarla orada buluşacağız.

We'll meet them there.

Tom'la sonra buluşacağız.

We'll meet Tom later.

Belki tekrar buluşacağız.

Perhaps we'll meet again.

Onunla daha buluşacağız.

We'll meet up with her later.

Biz istasyonunda buluşacağız.

We'll meet at the station.

Gelecekte tekrar buluşacağız.

We'll meet again in the future.

Yarın Tom'la buluşacağız.

We'll meet Tom tomorrow.

Onun evinin önünde buluşacağız.

We are to meet in front of his house.

Biz pazar günü buluşacağız.

We'll meet on Sunday.

Yarın istasyonda onunla buluşacağız.

We'll meet her tomorrow at the station.

Öğlen saat üçte buluşacağız.

We'll meet at three o'clock in the afternoon.

Tekrar ne zaman buluşacağız?

When will we meet again?

15:00'te buluşacağız

We'll meet at 3:00 p.m.

Bir gün tekrar buluşacağız.

- We will meet again someday.
- We'll meet again someday.

Saat yedide istasyonda buluşacağız.

We are to meet at the station at seven.

Tom'la daha sonra buluşacağız.

We'll meet up with Tom later.

Ekim ayında tekrar buluşacağız.

We'll meet again in October.

Seninle daha sonra buluşacağız.

We'll meet up with you later.

Onlarla daha sonra buluşacağız.

We'll meet up with them later.

Onunla daha sonra buluşacağız.

We'll meet up with him later.

Bu gece Tom'la buluşacağız.

We're going to meet Tom tonight.

Üç saat içinde buluşacağız.

We'll meet in three hours.

Sen geri döndüğünde buluşacağız!

We'll meet when you are back!

Harika! Biz sinemada buluşacağız.

Great! We'll meet at the movie theater.

Saat dokuzda istasyonda buluşacağız.

We'll meet at the station at nine o'clock.

Bu hafta Boston'da buluşacağız.

We'll meet this week in Boston.

Yarın gece tekrar buluşacağız.

We'll meet again tomorrow night.

Bir saat içinde buluşacağız.

We'll meet in an hour.

- Pazartesi buluşuyoruz.
- Pazartesi buluşacağız.

We're meeting on Monday.

Akşam saat onda buluşacağız.

We'll meet at ten in the evening.

Bir saat içinde orada buluşacağız.

- I'll meet you there in an hour.
- I'll meet you there in one hour.

Nerede ve ne zaman buluşacağız?

When and where shall we meet?

Tamam. Biz saat beşte buluşacağız.

All right, we'll meet at five.

Biz her zamanki yerde buluşacağız.

We'll meet at the usual place.

Bu öğleden sonra tekrar buluşacağız.

We'll meet again this afternoon.

Bundan sonra bu odada buluşacağız.

From now on, we'll meet in this room.

Seninle bir saat sonra buluşacağız.

I'll meet you in an hour.

Yarın gece saat dokuzda birlikte buluşacağız.

We are to meet together at 9 o'clock tomorrow night.

Biz üç saat içinde Tom'la buluşacağız.

We're meeting Tom in three hours.

Biz otuz dakika içinde Tom'la buluşacağız.

We'll meet Tom in thirty minutes.

Biz üç saat içinde tekrar buluşacağız.

We'll meet again in three hours.

Tom ve ben orada sizinle buluşacağız.

Tom and I'll meet you there.

Tom ve ben önümüzdeki hafta tekrar buluşacağız.

Tom and I'll meet again next week.

Biz yarın öğleden sonra parkta tekrar buluşacağız.

- We are to meet again at the park tomorrow afternoon.
- We're to meet again at the park tomorrow afternoon.

Yarın sabah 2.30'da ofisimde buluşacağız, değil mi?

We're still meeting tomorrow at 2:30 in my office, right?

Tom ve ben Mary ile daha sonra buluşacağız.

Tom and I'll meet up with Mary later.

Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.

We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.