Translation of "Borca" in English

O, borca girdi.

He ran into debt.

Borca ihtiyacım var.

I'll need a loan.

Sadece borca girdim.

I just went into debt.

John borca girmedi.

John kept his head above water.

BORCA BAĞIMLI BİR SİSTEM

(A SYSTEM ADDICTED TO DEBT)

Gırtlağıma kadar borca battım.

- Up to my ears in debt.
- Got into debt right up to my ears.

Benim artık borca ihtiyacım yok.

I no longer need a loan.

- Borca boğulan insanlar var.
- Borca gömülen insanlar var.
- Borç batağında insanlar var.

There are people drowning in debt.

Kollarını sıvayarak, borca batarak çok çalıştılar.

They toiled with rolled-up sleeves,

- O, borca batmış.
- O, borç batağına saplanmış.

He's deep in debt.

Ve bu şekilde Çin ekonomisi borca bağımlı oldu.

And this is how the Chinese economy became addicted to debt.

O borca batmıştı ve evini elden çıkarmak zorundaydı.

- He was deep in debt, and had to part with his house.
- He was deep in debt and had to part with his house.

- O, şimdi son derece borçlu.
- Şu an borca batmış durumda.

He is deeply in debt now.

Borca girmeden Tokyo gibi büyük bir şehirde ayakta kalmak zor.

It's really difficult to survive in a big city like Tokyo without endebting oneself.