Translation of "Boğdu" in English

Öfkeyle boğdu.

He choked with rage.

Tom, Mary'yi boğdu.

Tom choked Mary.

O onu boğdu.

She choked him.

Haber onu gözyaşlarına boğdu.

She broke into tears at the news.

Sözleri onu gözyaşlarına boğdu.

His words moved her to tears.

Bir gölde kendini boğdu.

She drowned herself in some lake.

Hikaye beni gözyaşlarına boğdu.

The story moved me to tears.

Tom kızını öpücüklere boğdu.

Tom smothered his daughter with kisses.

O bir kedi boğdu.

She drowned a cat.

Dan yastıkla Linda'yı boğdu.

Dan smothered Linda with a pillow.

Sami Leyla'yı yastıkla boğdu.

Sami used a pillow to smother Layla.

Acı manzara bizi gözyaşlarına boğdu.

The pitiful sight moved us to tears.

Çok fazla su değirmenciyi boğdu.

Too much water drowned the miller.

Onun konuşması onları gözyaşlarına boğdu.

His speech moved them to tears.

Dan neredeyse Linda'yı ölümüne boğdu.

Dan nearly choked Linda to death.

Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.

Dan strangled Linda with a pillow case.

O, çıplak elleriyle onu boğdu.

She choked him with her bare hands.

O, onu bir yastıkla boğdu.

She suffocated him with a pillow.

Tom bir iple Mary'yi boğdu.

Tom strangled Mary with a rope.

Dan olasılıkla Linda'yı ölene kadar boğdu.

Dan likely smothered Linda until she died.

Sami, Leyla'yı eşarplarından biri ile boğdu.

Sami strangled Layla with one of her scarfs.

Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğdu.

Tom grabbed Mary by the throat and choked her.

Tom plastik bir torba ile Mary'yi boğdu.

Tom suffocated Mary with a plastic bag.

Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.

Tom suffocated Mary with a feather pillow.

- Bu beni çok duygulandırdı.
- Bu beni göz yaşlarına boğdu.

It moved me to tears.

Sami, Leyla'nın kafasına bir çanta koydu ve onu boğdu.

Sami put a bag over Layla's head and suffocated her.

Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu.

Sami put a cord around Layla's neck and strangled her to death.