Translation of "Bebeğim" in English

Bebeğim yürüyebiliyor.

My baby can walk.

"Çok üzgünüm bebeğim."

"I am so sorry, baby."

Minik bir bebeğim

with my little baby

Merhaba bebeğim, nerelerdeydin?

Hi babe, where have you been?

O benim bebeğim.

- That's my doll.
- That is my doll.

Bu benim bebeğim.

This is my baby.

Hoşça kal bebeğim.

Hello, my treasure.

Bebeğim konuşmak istiyor.

My baby wants to talk.

Seni seviyorum, bebeğim.

- I love you, baby.
- I love you, honey.

Tom benim bebeğim.

Tom is my baby.

Ben yedi milyarıncı bebeğim.

I am the seven billionth baby!

Bugün benim bebeğim doğdu.

Today my baby was born.

Bebeğim kaybolduğunda biz yataktaydık.

We were in bed when my baby disappeared.

Bebeğim henüz konuşamıyor. Sadece ağlıyor.

My baby can't talk yet. He just cries.

Bebeğim ağlamaya başladı, süt istiyordu.

My baby began crying, asking for milk.

Günaydın bebeğim! İyi uyudun mu?

Good morning, baby! Did you sleep well?

Bebeğim kardeşim hala yatağını ıslatıyor.

My baby brother still wets his bed.

Bir yere gitmek ister misin bebeğim?

Do you need a ride, babe?

Ben oyuncak bir bebeğim, adım Anabel.

I am a doll. My name's Anabelle.

Evlendikten sonraki yıl bir kız bebeğim oldu.

I had a baby girl the year after I got married.

Sen emredersin ve ben itaat ederim, bebeğim.

You order and I obey, baby.

Arabamı "bebeğim" olarak çağırdığım zaman karım bundan hoşlanmıyor.

My wife doesn't like it when I call my car "baby."

Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor.

My baby is also eight months old, is healthy and is growing by leaps and bounds.

Bu altın saat benim göz bebeğim. Annem onu bana daha sonraki yıllarında hatıra olarak verdi.

This gold watch is the apple of my eye. Mother gave it to me as a keep-sake in her later years.