Translation of "Katılır" in English

0.008 sec.

Examples of using "Katılır" in a sentence and their english translations:

Başkaları da katılır.

Others join in.

Bana katılır mısın?

Will you join me?

Bize katılır mısınız?

Will you join us?

Tom kesinlikle katılır.

Tom would certainly agree.

İçerken bana katılır mısın?

Will you join me for a drink?

Beyzbol kulübümüze katılır mısın?

Will you join our baseball club?

O tıbbi konferanslara katılır.

He attends medical conferences.

O kültürel toplantılarına katılır.

She attends cultural meetings.

Onlar her toplantıya katılır.

They attend every meeting.

Birçok okul etkinliklerine katılır.

She participates in many school activities.

Bana katılır mısın, yakışıklı?

Care to join me, handsome?

Tom buna katılır mı?

Would Tom agree to this?

Tom ayine katılır mı?

Does Tom attend mass?

Toplumsal etkinliklere katılır mısın?

Do you take part in any community activities?

O, ara sıra toplantılara katılır.

He attends meetings off and on.

Öğle yemeğinde bana katılır mısın?

Would you join me for lunch?

Tom, bize katılır mısın, lütfen?

Tom, would you join us, please?

Bu yol orada otoyola katılır.

This road joins the highway there.

Bana kahvaltı için katılır mısın?

Will you join me for breakfast?

Tom her pazar kiliseye katılır.

Tom attends church every Sunday.

Tom'la Mary ayinlere katılır mı?

Do Tom and Mary attend mass?

Tom çok nadiren bana katılır.

- Tom very rarely agrees with me.
- Tom very seldom agrees with me.

On sekiz yaşını geçerse orduya katılır.

If he could pass for eighteen years old, he'd join the army.

Sen ve Randy bize katılır mısınız?

Will you and Randy join us?

Sen ve Tom bize katılır mısınız?

Will you and Tom join us?

- Kulübe katılmaz mısın?
- Kulübümüze katılır mısın?

Will you join our club?

Bir yürüyüş için bana katılır mısın?

Would you join me for a walk?

Eşiniz sizinle birlikte kiliseye katılır mı?

Does your spouse attend church with you?

Tom sık sık tıbbi konferanslara katılır.

Tom often attends medical conferences.

Aynı sizler gibi gündelik hayattaki toplantılara katılır,

and attend my everyday gatherings like all of you --

Biz sinemaya gidiyoruz. Sen de katılır mısın?

We're going to the movies. Are you game?

Bir balo dansı için bana katılır mısın?

Would you join me for some ballroom dancing?

O Tanrıya inanır ama nadiren kiliseye katılır.

He believes in God, but he rarely attends Church.

Tom, okuldan sonra matematik ek dersine katılır.

Tom attends maths enrichment classes after school.

- Umarız halk bize katılır.
- Halkın bize katılacağını umuyoruz.

We hope the public will join us.

Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.

I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it.

Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.

There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.