Translation of "Ayrılmıştı" in English

Çoktan ayrılmıştı.

He was jealous.

İnsanlar ikiye ayrılmıştı,

And you have two sides,

Beş parasız şirketinden ayrılmıştı

He left his broke company

Askerler 6 bölüğe ayrılmıştı:

The men were divided into six companies:

Onlar iki gruba ayrılmıştı.

They were separated into two groups.

Uçak zaten havaalanından ayrılmıştı.

The plane had already left the airport.

İstasyona vardığında tren çoktan ayrılmıştı.

When they got to the station, the train had already left.

Sami ve Leyla çoktan ayrılmıştı.

Sami and Layla had already separated.

İstasyona ulaştığımda trenim çoktan ayrılmıştı.

By the time I got to the station, my train had already left.

Peter kalktığında, Jean zaten evden ayrılmıştı.

When Peter got up, Jean had already left home.

Otobüs durağına vardığımızda otobüs zaten ayrılmıştı.

When we got to the bus stop, the bus had already left.

Onun uçağı, Narita Havaalanına vardığımda zaten ayrılmıştı.

His airplane had already left when I got to Narita Airport.

Annem ve babam ben gelmeden önce ayrılmıştı.

My parents had left before I arrived.

Ben oraya varıncaya kadar Tom zaten ayrılmıştı.

Tom had already left by the time I got there.

Film öylesine sıkıcıydı ki seyirciler tek tek ayrılmıştı.

The movie was so dull that the audience left one by one.

Sonra ortadan ikiye ayrılmıştı. O dönemde Güney Kore'nin ekonomik

war in which over 2 million people died. At that moment we could actually say that South

Figaro bizi düğününe davet etti ama geldiğimizde herkes çoktan ayrılmıştı.

Figaro invited us to his wedding, but when we arrived everyone had already left.

- Tren yola çıktığı sırada, biz istasyona vardık.
- Biz istasyona vardığımızda, tren henüz ayrılmıştı.

We arrived at the station as the train was leaving.

En fazla nüfusa sahip olanıydı. Şunu unutmayın ki, o zamanlar. Almanya iki parçaya ayrılmıştı.

the biggest population. Don´t forget that, back in the time, Germany was divided in two