Translation of "Atlet" in English

Tom bir atlet.

Tom is an athlete.

O iyi bir atlet.

He is a good athlete.

Bir atlet formda olmalıdır.

An athlete must keep in good condition.

Sen bir atlet misin?

Are you an athlete?

Atlet koşu parkurunda koşuyor.

The runner is running on the track.

Tom profesyonel bir atlet.

Tom is a professional athlete.

En sevdiğin atlet kimdir?

Who's your favorite athlete?

Tom, iyi bir atlet.

Tom is a good athlete.

Tom'un atlet ayağı var.

Tom has athlete's foot.

Ben bir atlet değilim.

I'm not an athlete.

En iyi atlet kimdir?

Who's the best athlete?

- Tom büyük ölçüde bir atlet değil.
- Tom kim, atlet olmak kim!

Tom isn't much of an athlete.

Bu, kariyeri olan bir atlet.

This is an athlete who had a career.

Atlet her türlü sporda yükseldi.

The athlete excelled in all kinds of sports.

Atlet yorgunluğa bağışıklı gibi görünüyordu.

The athlete seemed immune from fatigue.

Ken oldukça iyi bir atlet.

Ken is quite an athlete.

Bu atlet güçlü ve çevik.

This athlete is strong and agile.

Tom bir atlet, değil mi?

Tom is an athlete, isn't he?

Yeraltı şehrinden kaçan atlet sen misin?

Are you the runner who escaped the underground city?

Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız.

We Africans are excellent athletes and runners.

Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.

Poor sight is a handicap to an athlete.

Ben asla çok iyi bir atlet değildim.

I was never a very good athlete.

Tom oğlunun iyi bir atlet olduğunu söyledi.

- Tom said his son was a good athlete.
- Tom said that his son was a good athlete.

Her öğretmen, Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.

Every teacher knows that Ann is a good athlete.

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında o kötü bir atlet.

Compared with his brother, he is a poor athlete.

- Olağanüstü hızlı bir sporcu.
- Olağanüstü hızlı bir atlet.

He is an athlete with extraordinary speed.

Birisi dünya standartlarında bir atlet olmak için her gün pratik yapmalı.

One must practice every day in order to become a world-class athlete.

- Ben harika bir atlet olduğumu düşünüyorum.
- Ben büyük bir atlet olduğumu düşünüyorum.
- Ben harika bir sporcu olduğumu düşünüyorum.
- Ben büyük bir sporcu olduğumu düşünüyorum.

- I think I'm a great athlete.
- I think that I'm a great athlete.

Böyle kısa bir zamanda bir mili koşmak için, iyi bir atlet olmalısın.

- You must be a good athlete to have run a mile in such a short time.
- You must be a good athlete to run one mile in such a short amount of time.

O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü.

He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner.

- Bugün alışveriş merkezinde yeni bir yelek satın aldım.
- Bugün alışveriş merkezinde yeni bir atlet satın aldım.

I bought some new wife-beaters at the mall today.

Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.

The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record.