Translation of "Ayağı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Ayağı" in a sentence and their english translations:

Tom'un ayağı takıldı.

Tom tripped.

Doktor ayağı inceliyor.

The doctor is examining the foot.

Onun ayağı kesilmeli.

His leg must be amputated.

Tom'un ayağı kaydı.

Tom lost his footing.

İnsanların iki ayağı vardır.

Man has two feet.

İlginç, beş ayağı var,

amazingly, he's got five legs.

Onun sağ ayağı uyuşmuştu.

His right leg was asleep.

İnsanın iki ayağı vardır.

Man has two feet.

Tom'un bir ayağı çukurda.

Tom has one foot in the grave.

Tom'un atlet ayağı var.

Tom has athlete's foot.

Tom'un neredeyse ayağı kayıyordu.

Tom almost lost his footing.

Hırsızın eli ve ayağı bağlandı.

The thief was bound hand and foot.

Atın dört tane ayağı vardır.

The horse has four feet.

Tom ayağı takılıp düşmemeye çalışıyor.

Tom is trying not to be trip and fall.

Eklembacaklıların daha fazla ayağı vardır.

Arthropods have more feet.

Bazı sürüngenlerin dört ayağı vardır.

Some reptiles have four feet.

Onun ayağı ile yazma yeteneği şaşırtıcı.

Her ability to write with her foot is amazing.

Bir örümceğin kaç tane ayağı var?

How many legs does a spider have?

Tom oldukça bir ayağı çukurda görünüyor.

Tom looks pretty far gone.

Gençlerden birinin ayağı takıldı ve düştü.

One of the youngsters tripped and fell.

Her köpeğin dört tane ayağı vardır.

Every dog has four legs.

Savaş gazisinin her iki ayağı kesilmiştir.

The war veteran is a double amputee.

Tom ayağı ile karton kutuyu ezdi.

Tom crushed the cardboard box with his foot.

Tom ayağı takılıp düşmemek için çok çalışıyor.

Tom is trying very hard not to slip and fall.

Yarım kilo tavuk ayağı alabilir miyim, lütfen?

Can I get half a kilo of chicken legs, please?

Tom'un ayağı takıldı ve ayak bileği burkuldu.

Tom tripped and sprained his ankle.

Genç prensesin ayağı kaydı ve suya düştü.

The young princess lost her footing and fell into the water.

Neden bu kertenkelenin beş tane ayağı var?

Why does this lizard have five legs?

Ya da "Oğlumun harika bir sol ayağı var.

Or, my son's got a great left-footer.

Oğlumun ayağı takıldı ve sehpanın köşesi alnını yardı.

My son tripped and cut his forehead on the corner of the coffee table.

- Hiç de öyle değil.
- Kazın ayağı öyle değil.

- It's not like that at all.
- It isn't like that at all.

Tom küvette ayağı kayınca az kalsın çömleği kırıyordu.

Tom almost broke his butt slipping in the bathtub.

Sami bu dağa tırmanan ilk iki ayağı kesilmiş kişidir.

Sami is the first double-amputee to climb this mountain.

- O elden ayaktan düştü.
- Onun bir ayağı çukurda.
- Onun bir gözü toprağa bakıyor.
- Onun bir ayağı mezarda.
- O, ölüme yaklaştı.

He's got one foot in the grave.

Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir tavşan ayağı saklar.

Tom keeps a rabbit's foot as a good-luck charm.

Bir zamanlar Tom'un ayağı trende yüksek topuklu giyen bir kadın tarafından ezildi.

Tom's foot was once crushed by a woman wearing high heels in the train.

Meryem ayak bileğinden ameliyat olduktan sonra Tom onun eli ayağı olmak durumunda kaldı.

Tom had to wait on Mary hand and foot after her ankle reconstruction.

Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.

Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.