Translation of "Arazi" in English

0.011 sec.

Examples of using "Arazi" in a sentence and their english translations:

Ekilebilir arazi mahsul yetiştirilebilen arazi demektir.

Arable land is land that can be used to grow crops.

Uzakta arazi gördüm.

I saw land in the distance.

Bizim arazi devralınıyor.

Our land is being taken over.

Arazi çok verimlidir.

The land is very fertile.

Arazi bir köy oldu.

The land became a village.

Arazi bir gecekondu oldu.

The land became a slum.

Biraz arazi almam gerekiyor.

I need to buy some land.

Arazi 8 parçaya bölündü.

The land was divided into 8 lots.

Neden bu arazi geliştirilmedi?

Why hasn't this land been developed?

Bu arazi bize ait.

This land belongs to us.

Bu arazi onlara ait.

This land belongs to them.

Bu arazi bana ait.

This land belongs to me.

Bu arazi ona ait.

This land belongs to her.

Onlar birçok arazi sahibiler.

They own a lot of land.

Bu arazi benim mülkiyetimdir.

This land is my property.

Bu arazi Tom'a aittir.

This land belongs to Tom.

Bu arazi ona aittir.

This land is hers.

- Tom Boston'a yakın biraz arazi aldı.
- Tom, Boston yakınlarında arazi aldı.

Tom bought some land near Boston.

Bu çok ciddi bir arazi!

[Bear] This is some serious terrain!

Çok kafa karıştırıcı bir arazi.

You know, it's such a confusing type of terrain.

Arazi bir park haline dönüştürüldü.

The land was converted into a park.

Dük bir sürü arazi tutuyor.

The duke holds a lot of land.

İnsanlar arazi sahibi olmak istiyor.

People want to own land.

Bu arazi Bay Ikeda'ya aittir.

- This land belongs to Mr Ikeda.
- This land belongs to Mr. Ikeda.

Bir arazi aracına ihtiyacım yok.

I don't need an SUV.

Japonya'da arazi fiyatları çok yüksek.

Land prices are sky-high in Japan.

Arazi fiyatları yükselecek gibi görünüyor.

Land prices seem to just keep going up.

Neden bu arazi henüz gelişmedi?

Why hasn't this land been developed yet?

Japonya'da arazi fiyatları çok yüksektir.

Land prices are very high in Japan.

Çiftliğinize bitişik bir arazi aldım.

I just acquired some land that's contiguous to your farm.

Bu yıl arazi ekili değil.

The land is out of crop this year.

Bu arazi iyi ürün verir.

This land gives good crops.

Bu arazi kraliyet ailesi'ne aittir.

This land belongs to the Royal Family.

Arazi çok fazlaya mal olmadı.

The land did not cost much.

Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.

The rough terrain checked the progress of the hikers.

O çok fazla arazi tutuyor.

He holds a lot of land.

Bu arazi halkım için kutsaldır.

This land is sacred to my people.

Bu arazi parçası benim malımdır.

This plot of land is my property.

Arazi güzel yeşil çimlerle kaplıdır.

The field is covered in nice green grass.

Dedesinden birkaç hektar arazi miras aldı.

He inherited some hectares of land from his grandfather.

Kimse ülkemden arazi satın almak istemedi.

Nobody wanted to buy land in my country.

Bu arazi parçası hiçbir şeye değmez.

This piece of land is worth nothing.

Bu ev ve bu arazi benimdir!

This house and this land are mine!

Burada satılık bir arazi var mı?

Is there some land for sale here?

- Bu toprak Tom'un.
- Bu arazi Tom'undur.

This land is Tom's.

Bununla birlikte arazi, ordunun en büyük düşmanı.

The terrain, however, is the army's biggest enemy.

Dan, Nevada'da bir dönüm arazi satın aldı.

Dan bought an acre of land in Nevada.

Arazi neredeyse tamamen yabani böğürtlen çalılarla kaplanmıştı.

The property was almost completely overgrown with wild blackberry bushes.

Görünüşe göre, bütün bu arazi Tom'a ait.

Apparently, all this land is owned by Tom.

Ben Boston yakınlarında biraz arazi satın aldım.

I've bought some land near Boston.

Yanni, Cezayir'de daha fazla arazi satın alıyordu.

Yanni was buying more land in Algeria.

Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.

In harsh environments like this one, the terrain can be unforgiving.

Arazi alma hakkında ona biraz iyi tavsiye verdim.

I gave him some good advice about buying land.

Bu arazi on yıllar önce asıl sahibinden kamulaştırılmıştır.

This land was expropriated from its original owner decades ago.

Düz arazi hiçbir dağ veya tepeye sahip değildir.

Flat land has no mountains or hills.

Dan annesinden miras kalan arazi üzerinde vergilendirilmek istemiyordu.

Dan didn't want to be taxed on the land he inherited from his mother.

Benim emekliliğim için sekiz dönüm arazi satın aldım.

I have purchased eight acres of land for my retirement.

- Bu toprak okula ait.
- Bu arazi okula ait.

This ground belongs to the school.

- Tom'a arsa miras kaldı.
- Tom'a arazi miras kaldı.

Tom has inherited some land.

Yabancı bir arazi yok; yalnızca yabancı olan seyyah budur.

There is no foreign land; it is the traveller only that is foreign.

O, bir ev inşa etmek amacıyla arazi satın aldı.

He bought land for the purpose of building a house.

Bakın, bir arazi motosiklet getirdiler. Bu eğlenceli bir macera olacak.

Look, they've brought a dirt bike. Ha ha, this is gonna be a fun adventure.

arazi en az 5-10 yıl süre ile imara açılmıyor.

the land actually couldn't be redeveloped for at least five to 10 years.

Arazi boyunca, Longus'un birliklerinin pozisyon alması bir kaç saat alıyor.

Across the field, Longus' army takes several hours to deploy.

Tehlikeli arazi daha çok asker ve hayvana mezar yeri olmuştu.

The treacherous terrain claims the lives of many more troops and animals.

İyi millet… cevabı bu Karayipler Arazi maalesef birçok "kötülük" var

Well folks… the answer is that this Caribbean land has many of the "evils" that unfortunately

Bir arazi aracı genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.

An SUV typically uses more gas than a car.

Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı.

Tom bought a piece of land not far from where Mary lives.

Gökdelenler ve çok katlı binalar çok verimli bir arazi kullanımıdır.

Skyscrapers and multi-story buildings are a very efficient use of land.

Sonsuz yoğun bataklık arazi neredeyse dinlenmek için hiç kuru alan barındırmıyor.

The endless dense swampland offers almost no dry areas for resting.

Sütunları 2 km kadar uzanıyor. hiçbir doğal arazi özelliği ile korunmaz.

Their column stretches some 2km and it's not protected by any natural terrain features.

Yalnız Yıldız Eyaleti gözünüze ilk başta vahşi, boş arazi gibi görünebilir.

The Lone Star State may strike some as a hostile wasteland.

Tom, üzerine bir ev inşa etmek için bir arazi satın aldı.

Tom bought some land to build a house on.

Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.

Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers.

Onun üzerinde bir ev inşa etme planıyla bir arazi satın aldı.

He bought the land with the plan to build a house on it.

...ve onun planı arazi yapısını bildiği yol olan geldiği yoldan geri dönmekti.

and his plan was to come back the way he came, where he already knew the lay of the land.

Tom üç yıl önce satın aldığı arazi üzerinde bir ev inşa etti.

Tom built a house on the land he bought three years ago.

Düz arazi, herhangi bir engelden yoksun olan zemin savaş tekniklerine oldukça uygun gözüküyor.

The flat plain, free of any obstacles seems an ideal battleground for their style of warfare.

Ve düşman, arazi, yollar ve operasyonları etkileyebilecek diğer her şey hakkında raporları harmanlamak.

and collating reports on the enemy, terrain, roads  and anything else that might affect operations.

- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir okul gezisine çıktı.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir arazi gezisine çıktı.

Tom's class went on a field trip last Monday.

- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsin.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsiniz.
- Sulak alanlarda binalar inşa edemezsiniz.

You can't build buildings on swampy land.

Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...

You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundred heads of cattle and twenty racehorses...

- Uzay arazi arabaları, Mars yüzeyinde en az 90 gün dayanacak şekilde dizayn edilmişlerdi.
- Roverlar Mars yüzeyinde en az 90 gün çalışabilecek biçimde tasarlandılar.

The rovers were designed to last a minimum of 90 days on the Martian surface.