Translation of "Aradığında" in English

0.005 sec.

Examples of using "Aradığında" in a sentence and their english translations:

- Beni aradığında yatmak üzereydim.
- O beni aradığında yatmak üzereydim.

I was about to go to bed when he called me up.

Sen aradığında zaten uyanıktım.

When you called, I was already awake.

Dün aradığında İngilizce çalışıyordum.

I was studying English when you called yesterday.

Beni aradığında banyo yapıyordum.

I was taking a bath when you called me.

Dün aradığında çıkmıştım ben.

It happened that I was out when you called yesterday.

O beni aradığında yatmak üzereydim.

I was just about to go to bed when he phoned me.

Tom aradığında, akşam yemeği yiyorduk.

We were eating dinner when Tom called.

O aradığında evimden çıkmak üzereydim.

I was about to leave my house when she called.

Sen aradığında Tom ne dedi?

What did Tom say when he called?

O aradığında ben TV izliyordum.

I was watching TV when she called.

Mary onu aradığında Tom okuldaydı.

Tom was at school when Mary called him.

Mary onu aradığında Tom evdeydi.

Tom was at home when Mary called him.

- Roy, sevglisi onu aradığında mutlu olur.
- Kız arkadaşı kendisini aradığında Roy mutlu olur.

Roy looks happy when his girlfriend calls him.

O aradığında bir süredir kitap okuyordum.

I had been reading a book for some time when he called.

Sen beni aradığında ev ödevimi bitirmiştim.

I had finished my homework when you called me.

Sen beni aradığında ben yemek yiyordum.

I was eating when you called me.

O beni aradığında evden ayrılmak üzereydim.

I was about to leave my house when she rang me up.

Leyla onu aradığında Sami iş yerindeydi.

Sami was at work when Layla called him.

Mary onu aradığında Tom iş yerindeydi.

Tom was at work when Mary called him.

Sen aradığında biz de tam senden bahsediyorduk.

We were just talking about you when you called.

Sen beni aradığında otelde zorla kayıt yaptırdım.

I had hardly checked in at the hotel when he called me.

Ted beni aradığında, ev ödevimi henüz bitirmiştim.

I had just finished my homework when Ted phoned me.

Tam sen aradığında ben sana mektubu gönderdim.

I sent you the letter just when you called.

Doktoru evindeyken son aradığında yetenekleriyle ilgili yapmış olduğu

she recalls his disparaging comments about her abilities,

O beni aradığında ben akşam yemeği yemek üzereydim.

I was about to have dinner when she called me.

Tom Mary'yi her aradığında bir meşgul sinyali alıyor.

Tom has been getting a busy signal every time he tries to call Mary.

Mary onu aradığında Tom bir deprem konferansına katılıyordu.

Tom was attending an earthquake conference when Mary called him.

Angela Merkel, Barack Obama'yı aradığında Obama zaten ne diyeceğini biliyordu.

When Angela Merkel rang Barack Obama, he already knew what she was going to say.