Translation of "Alamayız" in English

Onu göze alamayız.

We can't afford that.

Biz risk alamayız.

We can't take the risk.

Beklemeyi göze alamayız.

We can't risk waiting.

Biz onu alamayız.

We can't take it.

Bunu göze alamayız.

We can't afford this.

Onları telefonda alamayız.

We can't get them on the phone.

Biz hataları göze alamayız.

We can't afford mistakes.

Seni kaybetmeyi göze alamayız.

We can't afford to lose you.

Hatalar yapmayı göze alamayız.

We can't afford to make mistakes.

Yardımın olmadan istediğimizi alamayız.

We can't get what we want without your help.

Biz bir mola alamayız.

We can't get a break.

Bu tarantulanın kaçmasını göze alamayız.

We can't afford to let this tarantula get away.

Öyle risk almayı göze alamayız.

We can't afford to take risks like that.

Daha fazla beklemeyi göze alamayız.

We can't afford to wait any longer.

Şimdi yeni birini işe alamayız.

We can't hire anyone new right now.

Bunun Tom'a olmasını göze alamayız.

We can't risk that happening to Tom.

Biz artık bunu göze alamayız.

We can't afford that anymore.

Biz o riski göze alamayız.

We can't take that chance.

Seni kaybetmeyi göze alamayız, Tom.

We can't afford to lose you, Tom.

Biz başka bir başarısızlığı göze alamayız.

We can't afford another failure.

Biz daha fazla hatayı göze alamayız.

We can't afford any more mistakes.

Biz şimdi seçici olmayı göze alamayız.

We can't afford to be choosy now.

Burada daha uzun kalmayı göze alamayız.

We can't afford to stay here any longer.

Bugün para olmadan hiçbir şey alamayız.

Today we can't get anything without money.

- Buna gücümüz yetmez.
- Bunu göze alamayız.

- We cannot afford it.
- We can't afford it.

Biz sadece bu riski göze alamayız.

We just can't take that chance.

Başka bir hata yapmayı göze alamayız.

We can't afford to make any more mistakes.

Şu anda Tom'u ekipten kaybetmeyi göze alamayız.

We can't afford to lose Tom from the team right now.

Daha fazla mühimmatı boşa harcamayı göze alamayız.

We can't afford to waste any more ammunition.

Biz bu riski göze alamayız, değil mi?

We can't take that chance, can we?

Ne yazık ki bunun hepsini yanımıza alamayız.

It's a pity we can't take all of this with us.

İçinde bulunduğumuz ekonomiden dolayı çok göze alamayız.

I can't afford much because of the economy we are in.

Ne kadar zengin olursak olalım, gerçek bir aşkı satın alamayız.

No matter how rich you are, you can't buy true love.

Benzinin fiyatı o kadar yüksek ki, büyük bir araba satın alamayız.

- The price of gasoline is so high that we cannot buy a big car.
- The price of gasoline is so high that we can't buy a big car.

- Biz bir oyun daha kaybetmeyi göze alamayız.
- Bir maç daha kaybetme lüksümüz yok.

We can't afford to lose another game.