Translation of "Gazeteler" in English

0.006 sec.

Examples of using "Gazeteler" in a sentence and their english translations:

Gazeteler nerede?

Where are the newspapers?

Gazeteler ne diyor?

What do the papers say?

Bize gazeteler alır.

He buys us newspapers.

Gazeteler ne söylüyor?

What will the newspapers say?

Gazeteler kioskta satılır.

Newspapers are sold in the kiosk.

Haber başlıkları, radyo, gazeteler...

Headlines, radio, newspapers,

Gazeteler bu haberi vermedi.

Newspapers did not report that news.

Gazeteler hava raporlarını taşır.

Newspapers carry weather reports.

Bazı gazeteler haberi çarpıttılar.

Some newspapers distorted the news.

Gazeteler bu hikayeyi basmadılar.

The papers didn't print this story.

Gazeteler varlıklarını sürdürebilecekler mi?

Will newspapers be able to survive?

Fransızca gazeteler satar mısın?

Do you sell French newspapers?

Gazeteler bekleme salonuna konuldu.

Newspapers were laid out in the waiting room.

Bütün eski gazeteler satıldı.

All the old journals have been sold.

Gazeteler bir şey yayımlamadı.

The newspapers didn't publish anything.

Gazeteler afet senaryolarını yayıyorlar.

Newspapers peddle disaster scenarios.

Gazeteler olaya çok yer verdiler.

The newspapers gave a lot of space to the affair.

Gazeteler sık ​​sık gerçeği "uydururlar".

Newspapers often "adapt" the truth.

Ve gazeteler zaten bunları farkına varacak.

and the newspapers will recognize it,

Zamana ayak uydurmak için gazeteler okumalısın.

You should read the newspapers in order to keep up with the times.

Televizyon ve gazeteler tamamlayıcı rol oynuyorlar.

Television and newspapers play complementary roles.

Gazeteler büyük bir kutuda birbirine karıştırıldı.

The papers were mixed together in a big box.

Zamana ayak uydurmak için gazeteler okurum.

I read newspapers in order to keep up with the times.

Gazeteler bize dünyada neler olup bittiğini bildirir.

A newspaper tells us what is happening in the world.

Gazeteler Nagoya'da büyük bir yangın olduğunu söylüyorlar.

The papers say that there was a big fire in Nagoya.

Tom bir delikanlı iken gazeteler dağıtarak para kazandı.

When Tom was a teenager, he earned money delivering newspapers.

Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.

Newspapers, television, and radio are called the mass media.

Gazeteler, dergiler ve haber programları dünyada ne olup bittiğini anlatır.

Newspapers, magazines, and newscasts tell what is going on in the world.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.

Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.

Dünya çapında, gazeteler ve televizyon istasyonları Koko ve onun yavrusunun hikayesini anlattı.

Newspapers and television stations around the world told the story of Koko and her kitten.

Günbe gün gazeteler Başkanın evliliğine sadakatsizliği hakkında korkunç detaylarla halkın içini gıcıkladılar.

Day after day the tabloids titillated the public with lurid details about the president's marital infidelity.