Translation of "Iklime" in English

0.005 sec.

Examples of using "Iklime" in a sentence and their english translations:

Ben iklime alışığım.

- I am accustomed to the climate.
- I'm accustomed to the climate.

Bu iklime alıştım.

I've gotten used to this climate.

- Yakında buradaki iklime alışırsın.
- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

You'll soon get used to the climate here.

- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

You'll soon get used to the climate here.

Kendimi buradaki iklime ayarlayamıyorum.

I can't adjust myself to the climate here.

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya ılıman bir iklime sahiptir.

Japan has a mild climate.

Kırlangıçlar sıcak iklime göç ederler.

Swallows migrate to a warm climate.

Ada ılıman bir iklime sahiptir.

The island has a mild climate.

Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.

Japan has a mild climate.

İklime etkileri daha yolun başında görünebilir

Well, climate impacts might seem a little further down the road,

Buradaki sert iklime yavaş yavaş alışıyorum.

I am becoming accustomed to the severe climate here bit by bit.

Seattle çok yağışlı bir iklime sahiptir.

Seattle has a very wet climate.

Buradaki nemli iklime yavaş yavaş alışıyorum.

I'm slowly getting used to the humid climate here.

Bu ülke ılıman bir iklime sahiptir.

This country has a mild climate.

Ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

for instance, with plant-based delicious burgers,

Daha ılıman bir iklime sahip bir şehre taşındım.

I moved to a city with a milder climate.

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak

Our mission is to survive this brutal climate until morning,

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak,

Our mission is to survive this brutal climate until morning,

- Yakında buradaki havaya alışacaktır.
- Kısa sürede buradaki iklime alışacaktır.

He will soon get used to the climate here.

- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.

Canada has a cold climate.

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya'da ılıman bir iklim vardır.

Japan has a mild climate.

Ayrıca, Eğer ekonominizi çeşitlendirmek istiyorsanız, hala paraya ve iş dostu iklime

Then again, if you wanna diversify your economy, you still need money and a business friendly

- O ülke ılıman bir iklime sahiptir.
- O ülkenin ılıman bir iklimi vardır.

That country has a mild climate.

Onların Boston'da sahip olduğu gibi biz de burada neredeyse aynı iklime sahibiz.

We have almost the same climate here as they do in Boston.

- O ada tropikal bir iklime sahiptir.
- O adanın tropikal bir iklimi vardır.

That island has a tropical climate.

ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni "bölgesel iklim merkezi kurdu.

The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.