Translation of "Ağzın" in English

- Ağzın doluyken konuşmamalısın.
- Ağzın dolu konuşmamalısın.

You must not speak with your mouth full.

- Ağzın dolu konuşma!
- Ağzın doluyken konuşma!

- Don't speak with your mouth full.
- Don't speak with your mouth full!

Ağzın çok bozuk.

You have a really foul mouth!

Ağzın doluyken konuşma.

- Don't speak with your mouth full.
- Do not talk with your mouth full.
- Don't talk with your mouth full.

Ağzın açık çiğneme.

Don't chew with your mouth open.

Ağzın doluyken konuşmamalısın.

You must not talk with your mouth full.

Neden ağzın açık?

Why is your mouth open?

Ağzın kapalıyken çiğne.

Chew with your mouth closed.

Büyük bir ağzın var.

You've got a big mouth.

Ağzın doluyken konuşmak kabalıktır.

- It is rude to speak with your mouth full.
- It's rude to speak with your mouth full.

Ağzın doluyken konuşmak terbiyesizliktir.

- It is bad manners to speak with your mouth full.
- It's bad manners to speak with your mouth full.

Yemek sırasında, ağzın dolu konuşma.

At dinner time, don't speak with your mouth full.

O büyük ağzın seni öldürecek.

That big mouth of yours is going to get you killed.

Ağzın dolu olduğunda konuşmaman gerekir.

You should not speak when your mouth is full.

Tom büyük bir ağzın olduğunu söylüyor.

Tom says you've got a big mouth.

İşte bu yüzden ağzın “o” şeklini alır.

It is why your mouth forms an "o"

- Dolu ağzınızla konuşmak kibar değil.
- Ağzın doluyken konuşmak kibar değil.

- It is rude to speak with your mouth full.
- It's not polite to speak with your mouth full.
- It isn't polite to speak with your mouth full.

- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.

- Don't speak with your mouth full.
- Don't speak with your mouth full!
- Do not talk with your mouth full.

Sen bir ağzın ve iki kulağın var, bu yüzden daha çok dinle ve daha az konuş.

You have one mouth and two ears, so listen more and speak less.