Translation of "öğretti" in English

İsa affetmeyi öğretti.

Christ taught forgiveness.

Konfüçyüs kime öğretti?

Who did Confucius teach?

O, sabırla öğretti.

He taught with patience.

Çocuklarına Rusça öğretti.

He taught his children Russian.

Tom Fransızca öğretti.

Tom taught French.

Tom bana öğretti.

Tom taught me.

Çocuklarına Fransızca öğretti.

He taught French to his children.

- Tom, Mary'ye okumayı öğretti.
- Tom Mary'ye okumayı öğretti.

- Tom taught Mary how to read.
- Tom taught Mary to read.

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

He taught his son how to swim.

O, bana tarih öğretti.

He taught me history.

Onu sana kim öğretti?

Who taught you that?

O, bana yüzmeyi öğretti.

He taught me how to swim.

Sana konuşmayı kim öğretti?

Who taught you to speak?

Baban sana ne öğretti?

What did your father teach you?

Sana kim Fransızca öğretti?

Who taught you French?

Babam bana yüzmeyi öğretti.

My father taught me how to swim.

Tom bana yüzmeyi öğretti.

Tom taught me how to swim.

O okulda tarih öğretti.

He taught history at school.

Sana yazmayı kim öğretti?

Who taught you to write?

Tom bana Fransızca öğretti.

Tom taught me French.

Tom bana okumayı öğretti.

- Tom taught me how to read.
- Tom taught me to read.

Tom bana onu öğretti.

- Tom taught me that.
- Tom taught me how to do this.

O, çocuklarına Rusça öğretti.

- She taught her children Russian.
- She learned her children Russian.

Sana yüzmeyi kim öğretti?

Who taught you to swim?

Sana piyanoyu kim öğretti?

Who taught you the piano?

Sana kim müzik öğretti?

Who taught you music?

Tom çocuklarına Fransızca öğretti.

- Tom taught his children French.
- Tom taught French to his children.

Tom Mary'ye okumayı öğretti.

- Tom taught Mary how to read.
- Tom taught Mary to read.

Bunu sana kim öğretti?

Who taught you this?

Kelimeyi nasıl heceleyeceğimi öğretti.

He taught me how to spell the word.

Size kim Fransızca öğretti?

Who taught you French?

Kim sana Fransızca öğretti?

Who taught you French?

O, oğullarına Rusça öğretti.

He taught his sons Russian.

O, çocuklara Rusça öğretti.

He taught the children Russian.

Tom Fransızca öğretti mi?

Has Tom taught French?

Tom yıllarca Fransızca öğretti.

Tom taught French for many years.

Tom ayrıca Fransızca öğretti.

Tom also taught French.

Tom bize müzik öğretti.

Tom taught us music.

Sami Leyla'ya İslam'ı öğretti.

Sami taught Layla about Islam.

Tom arkadaşlarına Fransızca öğretti.

- Tom taught French to his friends.
- Tom taught his friends French.

Sana kim Berberice öğretti?

Who taught you Berber?

Annem bana Berberice öğretti.

My mother taught me Berber.

Lisa bana Almanca öğretti.

Lisa has taught me German.

- Babam bana bisiklet sürmeyi öğretti.
- Babam bana nasıl bisiklet kullanacağımı öğretti.

- My father taught me how to ride a bicycle.
- My father taught me how to ride a bike.

- Leyla Selime'ye başörtüsü takmayı öğretti.
- Leyla Selime'ye nasıl başörtüsü bağlanacağını öğretti.

Layla taught Salima how to wear her Muslim headscarf.

O asker bana şunu öğretti,

That soldier, he taught me,

Bayan Green bana İngilizce öğretti.

Miss Green taught me English.

Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

While employed at the bank, he taught economics at college.

Bayan Red bana Japonca öğretti.

Miss Red taught me Japanese.

Sana piyano çalmayı kim öğretti?

- Who taught you to play the piano?
- Who taught you how to play the piano?

Bana nasıl şiir yazılacağını öğretti.

She taught me how to write a poem.

O, bana nasıl yüzeceğimi öğretti.

She taught me how to swim.

Bana web sitesi yapmayı öğretti.

She taught me how to make a web site.

Bana nasıl şiir yazacağımı öğretti.

He taught me how to write a poem.

Makinenin nasıl çalıştığını bana öğretti.

He taught me how the machine operated.

Masa görgüsünü onlara kim öğretti?

Who taught them table manners?

O bize şarkı söylemeyi öğretti.

She taught us singing.

Marika bana biraz Fince öğretti.

Marika taught me some Finnish.

Tom, Mary'ye yemek pişirmeyi öğretti.

Tom taught Mary how to cook.

Onlar onu sana nerede öğretti?

Where did they teach you that?

Bay Cohen bize matematik öğretti.

Mr. Cohen taught us math.

Tom otuz yıldır Fransızca öğretti.

Tom has taught French for thirty years.

Tom bana kayak yapmayı öğretti.

Tom taught me how to ski.

Tom bana araba sürmeyi öğretti.

Tom taught me how to drive.

Tom bana birkaç şey öğretti.

Tom has taught me a few things.

Tom otuz yıl Fransızca öğretti.

Tom taught French for thirty years.

Tom köpeğine bazı hileler öğretti.

- Tom taught his dog some tricks.
- Tom taught some tricks to his dog.

Tom bana şarkı söylemeyi öğretti.

Tom taught me to sing.

Tom bana çok şey öğretti.

- Tom taught me many things.
- Tom taught me a lot of things.

O bana nasıl yazacağımı öğretti.

He taught me how to write.

Tom'a Fransızca konuşmayı kim öğretti?

Who taught Tom how to speak French?

Tom bana biraz Fransızca öğretti.

Tom taught me some French.

Annem parayı boşa harcamamamı öğretti.

My mother has taught me not to waste money.

Sana bunu yapmayı kim öğretti?

- Who taught you how to do this?
- Who taught you how to do that?

Tom bana krep yapmayı öğretti.

Tom taught me how to make pancakes.

Tom bana bilardo oynamayı öğretti.

Tom taught me how to play billiards.

Sana tango yapmayı kim öğretti?

Who taught you to tango?

Tom bana sörf yapmayı öğretti.

Tom taught me how to surf.

O 25 yıl Fince öğretti.

She taught Finnish for 25 years.

Tom bize çok şey öğretti.

Tom taught us a lot.

Bir Meksikalı ona İspanyolca öğretti.

A Mexican taught him Spanish.

Sana o şarkıyı kim öğretti?

Who taught you that song?

Sana bu duayı kim öğretti.

Who taught you this prayer?

Tom Mary'nin çocuklarına Fransızca öğretti.

Tom taught Mary's children French.

Tom bana satranç oynamayı öğretti.

- Tom taught me to play chess.
- Tom taught me how to play chess.

Bu arpejleri sana kim öğretti?

Who taught you these arpeggios?

Babam bana sessiz kalmayı öğretti.

Dad instructed me to stay silent.

Tom oğluna bisiklet sürmeyi öğretti.

Tom taught his son how to ride a bicycle.