Translation of "öğrenmedi" in English

0.008 sec.

Examples of using "öğrenmedi" in a sentence and their english translations:

Gerçeği hiç öğrenmedi.

He never found out the truth.

Tom dersini öğrenmedi.

Tom hasn't learned his lesson.

Tom hatalarından öğrenmedi.

Tom didn't learn from his mistakes.

Tom korkmamayı öğrenmedi.

Tom has not learned to fear.

Okulda bir şey öğrenmedi.

He didn't learn anything in school.

Onlar hiçbir şey öğrenmedi.

They haven't learned anything.

Onun karısı asla öğrenmedi.

His wife never found out.

Onun kocası asla öğrenmedi.

Her husband never found out.

Henüz yazı sanatını öğrenmedi.

He hasn't yet mastered the art of writing.

Tom okulda hiçbir şey öğrenmedi.

Tom didn't learn anything in school.

Tom araba sürmeyi asla öğrenmedi.

Tom never learned to drive.

Tom okuma yazmayı hiç öğrenmedi.

Tom never learned how to read or write.

Tom Mary'nin ne yaptığını henüz öğrenmedi.

Tom hasn't found out yet what Mary did.

Tom 30 yaşına kadar yüzme öğrenmedi.

Tom didn't learn to swim until he was thirty.

Yeterince öğrendiğini düşünen hiçbir şey öğrenmedi.

He who thinks he has learned enough has learned nothing.

Tom nasıl araba süreceğini hiç öğrenmedi.

Tom never learned how to drive.

Tom onu nasıl yapacağını asla öğrenmedi.

Tom never learned how to do that.

Tom otuz yaşına kadar araba sürmeyi öğrenmedi.

Tom didn't learn to drive until he was thirty.

Tom kendi adını nasıl yazacağını henüz öğrenmedi.

Tom hasn't yet learned how to write his own name.

Tom Mary'nin yaptığı hakkındaki gerçeği asla öğrenmedi.

Tom never found out the truth about what Mary did.

Tom on üç yaşına kadar yüzmeyi öğrenmedi.

Tom didn't learn how to swim until he was thirteen.

Tom otuzlu yaşlarına kadar Fransızca konuşmayı öğrenmedi.

Tom didn't learn to speak French until he was in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarına kadar nasıl yüzeceğini öğrenmedi.

Tom didn't learn how to swim until he was in his thirties.

Tom henüz araba kullanmayı öğrenmedi, değil mi?

Tom hasn't learned to drive yet, has he?

Tom onu doğru olarak nasıl yapacağını asla öğrenmedi.

Tom never did learn how to do that correctly.

Tom Mary ve John hakkındaki gerçeği asla öğrenmedi.

Tom never found out the truth about Mary and John.

- Tom asla gerçeği bulmadı.
- Tom asla gerçeği öğrenmedi.

Tom never found out the truth.

Tom okyanusa yakın büyümesine rağmen nasıl yüzeceğini öğrenmedi.

Even though Tom grew up near the ocean, he never learned how to swim.

Tom hiçbir zaman gitar çalmayı çok iyi öğrenmedi.

Tom never did learn to play guitar very well.

Tom otuz yaşına kadar bunu nasıl yapacağını öğrenmedi.

Tom didn't learn how to do that until he was thirty.

Tom on üç yaşına kadar nasıl gitar çalınacağını öğrenmedi.

Tom didn't learn how to play the guitar until he was thirteen.

- Sami dersini öğrenmedi.
- Sami ders çıkarmadı.
- Sami dersini almadı.

Sami didn't learn his lesson.

Fakat tabii ki insanlar çivi yazısını okumayı otomatik olarak öğrenmedi,

But of course, people didn't automatically know how to read cuneiform,

Tom Mary'ye bir aşk mektubu gönderdi, ancak asla varıp varmadığını öğrenmedi.

Tom sent Mary a love letter, but he never did find out whether it arrived.