Translation of "çıkmamı" in English

Tom çıkmamı söyledi.

Tom told me to get out.

Yağmur dışarı çıkmamı engelledi.

The rain prevented me from going out.

Kar dışarı çıkmamı engelledi.

The snow prevented me from going out.

Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.

Illness prevented me from going out.

Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.

Illness prevented me from taking a trip.

Kötü hava yola çıkmamı engelledi.

Bad weather prevented me from setting out.

Şiddetli kar dışarı çıkmamı engelledi.

The heavy snow prevented me from going out.

O tayfun dışarı çıkmamı engelledi.

That typhoon prevented me from going out.

Tom bana odasından çıkmamı söyledi.

Tom told me to get out of his room.

Mary ile çıkmamı öneren Tom'dur.

Tom is the one who suggested that I go out with Mary.

Kar benim dışarı çıkmamı engelledi.

The snow kept me from going out.

Fırtına yürüyüş için dışarı çıkmamı engelledi.

The storm prevented me from going out for a walk.

Takuya bana derhal yola çıkmamı söyledi.

Takuya told me to take off right away.

Onlar bana şehir dışına çıkmamı söyledi.

They told me to get out of town.

Mary ile çıkmamı istemediğini mi söylemeye çalışıyorsun?

Are you trying to say that you don't want me to go out with Mary?

Tom Mary ile beraber çıkmamı öneren kişiydi.

Tom was the one who suggested that I go out with Mary.

Doktor bana uzun bir tatile çıkmamı tavsiye etti.

The doctor advised me to take a long holiday.

Annem değişiklik olsun diye yürüyüşe çıkmamı tavsiye etti.

My mom advised me to take a walk for a change.

Tom evden çıkmamı istedi bu yüzden terk ettim.

Tom wanted me out of the house, so I left.

Sen aslında başka bir kızla çıkmamı önermiyorsun, değil mi?

- You're not actually suggesting that I go out with another girl, are you?
- You aren't actually suggesting that I go out with another girl, are you?