Translation of "Kaya" in Dutch

0.008 sec.

Examples of using "Kaya" in a sentence and their dutch translations:

- Kaya heyelanına dikkat edin.
- Kaya kaymasına dikkat et.

Pas op voor vallende rotsblokken.

Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.

Oké, dus je wilt de kliffen beklimmen.

O, kaya gibi sertti.

- Het was steenhard.
- Het was keihard.
- Het was zo hard als een kei.
- Het was bikkelhard.

O, kaya kadar sertti.

- Het was steenhard.
- Het was keihard.
- Het was zo hard als een kei.
- Het was bikkelhard.

Küçük, olağandışı bir kaya vardı.

ongeveer zo groot als een kinderhand.

Halatla tırmanma mı, kaya tırmanışı mı?

Touwklimmen? Of rotsklimmen?

Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.

...zodat de steen langzaam weg beweegt.

O kaya parçasını ağıldan uzağa taşı.

Haal die rots weg van de schuur.

Uygun ekipman olmadan kaya tırmanışı tehlikeli.

Het beklimmen van rotsen zonder goede uitrusting, is gevaarlijk.

Geri dönmeli ve o kaya sığınağı kullanmalıyız.

We moeten terug... ...en die stenen beschutting gebruiken.

Bu bayat ekmek bir kaya kadar sert.

Dit oude brood is keihard.

- O, düşen kaya tarafından çarpıldı ve anında öldü.
- Ona, düşen bir kaya çarptı ve anında öldü.

Hij werd geraakt door een vallende steen en was op slag dood.

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

Jij bepaalt. Coasteeren of de kliffen op?

Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.

Ze neemt een vreemde houding aan die op een rots lijkt.

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.

Gezien vanaf een afstand, ziet de rots eruit als een gehurkte menselijke figuur.

Bunu takmak istiyorum. Yukarıda bir sürü gevşek kaya olabilir!

Ik moet deze opdoen. Ik zal een hoop losse stenen tegenkomen.

Ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.

...maar dit is de grootste rots die ik kon vinden.

Bu kaya duvarlar yolumuzu kapatıyor. Bu yüzden biraz dolaşacağız.

Deze rotswanden blokkeren de directe doorgang. Dus moeten we een omweg nemen.

Uzaktan görüldüğünde, o kaya bir insan yüzü gibi görünüyor.

Vanuit de verte ziet de rots er als een menselijk gezicht uit.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.

Ik klim daarin... ...of ik klim de rotsen op bij de ingang van de grot.