Translation of "Davrandı" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Davrandı" in a sentence and their dutch translations:

O kötü davrandı.

Hij heeft zich slecht gedragen.

O akıllıca davrandı.

Hij heeft wijs gehandeld.

O aptalca davrandı.

- Hij heeft dwaas gehandeld.
- Hij handelde dwaas.

Dinlemiyormuş gibi davrandı.

Hij deed alsof hij niet luisterde.

Delirmiş gibi davrandı.

Hij gedroeg zich als een gek.

Onu duymamış gibi davrandı.

Ze deed of ze hem niet hoorde.

Kendi çıkarına göre davrandı.

- Hij deed het in zijn eigen belang.
- Hij handelde voor zijn eigen belang.

O hastaymış gibi davrandı.

Hij deed alsof hij ziek was.

Beni tanımıyormuş gibi davrandı.

Zij deed net alsof ze mij niet kende.

O beni duymamış gibi davrandı.

Ze deed alsof ze me niet hoorde.

O bir çocuk gibi davrandı.

Hij gedroeg zich als een kind.

Tom onu görmemiş gibi davrandı.

Tom deed alsof hij het niet zag.

Tom bir doktormuş gibi davrandı.

- Tom deed alsof hij een dokter was.
- Tom deed zich als een dokter voor.

O beni tanımıyor gibi davrandı.

Hij deed net alsof hij mij niet kende.

O, bir doktor gibi davrandı.

Hij deed alsof hij een dokter was.

Beni fark etmemiş gibi davrandı.

Hij deed alsof hij me niet had opgemerkt.

O, aptal bir adammış gibi davrandı.

Hij deed zich voor als een stomme man.

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı.

Hij behandelt mij alsof ik een vreemde ben.

Amcanız bana karşı çok yakın davrandı.

Uw oom bejegende mij zeer vriendelijk.

O oldukça iğrenç bir biçimde davrandı.

Ze heeft zich heel verschrikkelijk gedragen.

Tom Mary'ye bir kraliçe gibi davrandı.

Tom behandelde Maria als een koningin.

Herkes ona bir prenses gibi davrandı.

Iedereen behandelde haar als een prinses.

Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.

De leraar behandelde haar als een van zijn leerlingen.

O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.

Hij verborg zijn emoties en deed alsof hij enthousiast was.

O, sanki onun hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Ze deed alsof ze er niets van afwist.

- Tom Mary'yi tanımıyormuş gibi davrandı.
- Tom, Mary'yi tanımıyormuş gibi yaptı.

Tom deed alsof hij Maria niet kende.

Ney yeteneğini fark etmekte hızlı davrandı, ona yardımcısı olarak bir iş verdi

Ney had zijn talent snel ingezien, hem een ​​baan gegeven als zijn adjudant en hielp