Translation of "Yemeğinden" in Chinese

0.003 sec.

Examples of using "Yemeğinden" in a sentence and their chinese translations:

Akşam yemeğinden sonra dışarı çıkmamalısın.

晚飯後你不可以外出。

Akşam yemeğinden sonra Japonca çalıştı.

晚飯後她讀日語。

Akşam yemeğinden sonra TV izleyebilirsiniz.

晚餐之後你才可以看電視。

Akşam yemeğinden sonra radyo dinlerim.

晚饭后我听收音机。

Akşam yemeğinden sonra gitar çalarım.

我晚飯後彈吉他。

Akşam yemeğinden sonra televizyon izlerim.

我吃完晚飯後看電視。

Akşam yemeğinden sonra odasına çekildi.

他在吃过晚餐后回到了自己的房间。

Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.

- 晚饭后我洗了碗碟。
- 晚饭后我洗了餐具。

Akşam yemeğinden sonra oyuna devam edelim.

讓我們在晚飯后繼續這個遊戲。

Akşam yemeğinden sonra televizyonda haber izledim.

我吃過晚飯後打開電視看了一會兒新聞。

O, Çin yemeğinden hoşlanıp hoşlanmadığımı sordu.

他問我是否喜歡中國菜。

Ona Çin yemeğinden hoşlanıp hoşlanmadığını sordum.

我问他喜不喜欢中国菜。

Tayvan yemeği, Hint yemeğinden daha hafiftir.

台灣菜比印度菜口味淡。

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır mı?

托尼晚饭后学习吗?

Akşam yemeğinden sonra ev ödevimi yaptım.

吃完晚飯後,我做作業。

Akşam yemeğinden sonra onun uykusu geldi.

晚飯後她變得昏昏欲睡。

Akşam yemeğinden sonra onu uyku bastırıyor.

晚飯後她變得昏昏欲睡。

Akşam yemeğinden sonra genellikle ne yaparsın?

你通常晚飯後做什麼?

- Ben akşam yemeğinden önce çoğunlukla TV izlerim.
- Akşam yemeğinden önce sık sık televizyon seyrederim.

我常在吃晚餐前看電視。

Biz akşam yemeğinden sonra taze meyve yedik.

我们晚饭后吃新鲜水果。

Akşam yemeğinden sonra yürüyüş için dışarı çıktık.

我们在吃过晚餐后出去散步了。

Her gün akşam yemeğinden sonra Fransızca öğrenirim.

我每天吃过晚饭后都会学法语。

Akşam yemeğinden hemen sonra ödevini yapmaya başladı.

晚饭后,她马上开始做作业。

Ben genellikle akşam yemeğinden sonra banyo yaparım.

我通常在晚飯後洗澡。

Babam akşam yemeğinden önce bir duş alır.

我的父親在晚飯前洗澡。

Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.

明天我吃了午饭以后就跟朋友出去玩儿。

Akşam yemeğinden önce bir içki almak ister misiniz?

晚饭前您想喝一杯吗?

Ben akşam yemeğinden sonra her zaman bir saat dinlenirim.

晚饭后,我总要休息一个小时。

Akşam yemeğinden sonra o sık sık dedektif hikayeleri okurdu.

他常常在吃過晚飯後看偵探小說。

Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.

我們吃過晚飯,就一起載歌載舞,談天說地。

Tom çok sık öğle yemeğinden sonra bir saat şekerleme alır.

汤姆很经常在午饭后小憩一小时。

Öğle yemeğinden en az bir saat önce, Tom her zaman aç hisseder.

湯姆總是在離午餐至少還要一個小時之前就餓了。