Translation of "Olup" in Chinese

0.011 sec.

Examples of using "Olup" in a sentence and their chinese translations:

- Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.
- Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道我有沒有時間。

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道我有沒有時間。

Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道我有沒有時間。

Zaman olup olmadığını bilmiyorum.

- 有时候不知道的。
- 我不知道有没有时间。

Zamanımın olup olmadığını bilmiyorum.

- 我不知道我有沒有時間。
- 我不知道有没有时间。

Başarılı olup olmayacağın çabalarına bağlıdır.

爱拼才会赢。

Onun iyi olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道它是好是坏。

Onun doğru olup olmadığını soralım.

让我们来问问这是不是真的。

Cevabımın doğru olup olmadığını gör.

看看我的答案是不是對的。

Onun doğru olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道這是不是真的。

Neler olup bittiğinden emin değilim.

我不清楚發生了甚麼。

- Yarın yağış olup olmayacağını biliyor musun?
- Yarın havanın yağışlı olup olmayacağını biliyor musun?
- Yarın yağmur olup olmadığını biliyor musun?

您是否知道,明天会不会下雨?

Yarın yağmur yağıyor olup olmayacağını söyleyemem.

我不知道明天是否会下雨。

Bunun aşk olup olmadığını merak ediyorum.

我不知道這是不是愛。

Ona hâlâ sahip olup olmadığımı bilmiyorum.

我不知道我还有没有。

Onun Tom'un istediği olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道那是不是汤姆想要的。

Tom bana yorgun olup olmadığımı sordu?

湯姆問我我是不是累了。

Tom Mary'nin mutlu olup olmadığını bilmiyor.

汤姆不知道玛丽是高兴呢,还是不高兴。

Bunun doğru olup olmadığından emin değilim.

我不肯定這是不是對的。

Yazdığımın doğru olup olmadığını merak ediyorum.

我在想我寫的對不對。

O, bana meşgul olup olmadığımı sordu.

他问我是否很忙?

- Bizim kadar meşgul olup olmadığını merak ediyorum.
- Bizim kadar meşgul olup olmadığınızı merak ediyorum.

我担心你會跟我們一樣忙。

Yazacak bir şeyin olup olmadığını merak ediyorum.

我懷疑你是否有東西可寫。

Bana herhangi bir sorun olup olmadığını sordu.

她问我是不是发生了什么事。

Bunu yapmak için zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道我是否有时间做。

Oh, seninle aynı görüşte olup olmadığımı bilmiyorum.

哦,我不知道我是不是认同你。

Ona bir şey olup olmadığını merak ediyorum.

我怀疑有什么事在他身上发生了。

Diğer gezegenlerde yaşam olup olmadığını merak ediyorum.

不知道別的星球上有沒有生物呢?

Dışarıda havanın güneşli olup olmayacağını merak ediyorum.

我想知道天会不会变晴。

Ben gerçekten neler olup bittiğini bilmek istiyorum

我真想知道发生了什么。

Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.

我不知道我是否有时间做。

Babamın hala ofiste olup olmadığını biliyor musun?

你知道我父親是否還在辦公室嗎?

Onun hikayesinin gerçek olup olmadığını merak ettim.

我想知道她的故事是否是真的。

Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.

湯姆懷疑瑪麗是否誠實。

Bir adam uğradı ve iyi olup olmadığımı sordu.

一个男人过来问我怎么了。

Paranın olup olmaması önemli değil. Seni aynı seviyorum.

不论你有没有钱,我都爱你。

Mutlu ya da üzgün olup olmadığıma karar veremiyorum.

我无法确定我是高兴还是难过。

Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını biliyor musun?

你知道他有没有女朋友吗?

Tom, Mary'nin erkek arkadaşı olup olmadığını öğrenmek istiyor.

汤姆想知道玛丽是否有男朋友?

Tom yardım etmek için zamanın olup olmadığını bilmek istiyor.

Tom想知道你是否有時間幫助他。

Noel babanın gerçekten olup olmadığını anneme sorduğumda dokuz yaşındaydım.

我九岁的时候问我妈妈圣诞老人是否真的存在。

- Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
- Tom'un bekâr olduğunu sanmıyorum.

我怀疑汤姆是单身。

Tom Mary'nin yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamak için geldi.

汤姆过来看看玛丽有没有什么需要帮忙的。

Gazeteler, dergiler ve haber programları dünyada ne olup bittiğini anlatır.

报纸、杂志和新闻广播讲述着世界上正在发生的事。

"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,

“那些真的感染了冠状病毒却不知道 或几乎没有明显症状的人

Sadece bunun başka biri için aynı olup olmadığını merak edebilirim.

我只能问自己这对其他所有人是不是一回事呢。

Bana üzgün biçimde "Hayatta olup olmamam gerektiğinden emin değilim" dedi.

他难过的对我说: "我很犹豫我是否应该活下来".

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olup olmadığımı kontrol etmeyi unutma.

出门前记得检查一下煤气是否关好了。

Bu maçı gerçekten izlemek istiyorum fakat zamanım olup olmadığından emin değilim.

我倒是很想去看这场比赛,可是不知道有没有时间。

Kesinlikle gidip bir film izlemek istiyorum ama zamanım olup olmadığından emin değilim.

我倒是很想去看电影,可是不知道有没有时间。

Bir kişi zengin ya da fakir olup olmadığına göre işleri farklı görür.

- 每一個人對事情的看法不同是依據他們是富有還是貧窮。
- 人們看待事情的角度不同取決於他們是富裕或貧窮。

Bir insan zengin ya da fakir olup olmamasına göre işleri farklı görür.

每個人對事情有不同的觀點是根據他是富裕的還是貧窮的。

- Onun benden daha genç ya da daha yaşlı olup olmadığını bilmiyorum.
- Benden büyük mü küçük mü bilmiyorum.

我不知道他比我大还是小。