Translation of "Kırıklığına" in Chinese

0.004 sec.

Examples of using "Kırıklığına" in a sentence and their chinese translations:

Hayal kırıklığına uğramayın.

不要失望。

Hayal kırıklığına uğradım.

我失望了。

Onu hayal kırıklığına uğratma.

别让他失望。

Beni hayal kırıklığına uğrattın.

你让我失望了。

Biraz hayal kırıklığına uğramıştım.

我有一点失望。

Çok hayal kırıklığına uğramıştım.

我那时是这麽的失望。

Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun.

你让我失望了。

- Başarısızlığım annemi hayal kırıklığına uğrattı.
- Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

我的母亲对我的失败感到失望。

Onun konuşmasıyla hayal kırıklığına uğradım.

我對他的演說感到失望。

Seni çok hayal kırıklığına uğrattık.

我们对你很失望。

Bu beni hayal kırıklığına uğrattı.

它让我失望。

Onu çok hayal kırıklığına uğrattım.

我对他太失望了。

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.

我不想让你失望。

O beni hayal kırıklığına uğrattı.

我对他失望了。

Hafifçe bir hayal kırıklığına uğradım.

我有一点失望。

Ne kadar hayal kırıklığına uğratıcı!

那么失望!

Onunla gidemediğim için hayal kırıklığına uğradım.

我很失望我沒能和她一起去。

Onun yokluğundan dolayı hayal kırıklığına uğradık.

她的缺席令我們感到失望。

Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.

我對讓你失望感到抱歉。

CEO sonuçla çok hayal kırıklığına uğradı.

CEO对结果非常失望。

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğratmak istemedi.

汤姆不想让玛丽失望。

Ben asla seni hayal kırıklığına uğratmayacağım

我永远不会让你失望。

Bu dünyadaki eğitim beni hayal kırıklığına uğratıyor.

世界上的教育都讓我失望。

- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.

别让我失望。

Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.

我们很遗憾地听说,汤姆没能拿到签证。

O, işler umduğu gibi sonuçlanmadığı için hayal kırıklığına uğradı.

事情没能如他所愿让他感到失望。

Tom, Mary'nin çok hayal kırıklığına uğramış gibi göründüğünü söyledi.

汤姆说玛丽看起来很失望。

- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

我不要辜负你。

Teşekkürler, çaba sarf edeceğim, umarım ki seni hayal kırıklığına uğratmam.

谢谢,我会努力的,不要让你失望才好。

Konuşmacı konuyu bilmiyordu ne de iyi konuşuyordu; kısaca o hayal kırıklığına uğratıcıydı.

演讲者不熟悉他的主题,说得又不好,总之,他很糟糕。

Tom şimdiye kadar tanıdığım en iyi arkadaştı, o da beni hayal kırıklığına uğrattı.

Tom 是我曾经的朋友里最好的,但是他依然让我失望了。