Translation of "Uğradı" in Russian

0.015 sec.

Examples of using "Uğradı" in a sentence and their russian translations:

O, evime uğradı.

Он зашел ко мне домой.

Birisi uğradı mı?

Кто-нибудь заходил?

Tom saldırıya uğradı.

На Тома напали.

O, kitapçıya uğradı.

- Он заглянул в книжный магазин.
- Он зашел в книжный магазин.

Eski arkadaşım evime uğradı.

Мой старый друг заглянул ко мне домой.

Tom hayal kırıklığına uğradı.

Том был разочарован.

Mary hayal kırıklığına uğradı.

Мария была разочарована.

Birisi dün ona uğradı.

- Кто-то посетил ее вчера.
- К ней вчера кто-то заходил.

O hayal kırıklığına uğradı.

Он был разочарован.

- Dan bir soyguncu tarafından saldırıya uğradı.
- Dan bir gaspçının saldırısına uğradı.

Дэн подвергся нападению грабителя.

Ancak orduları büyük kayıplara uğradı.

но их армия понесла огромные потери.

Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.

Стадион был заполнен фанатами бейсбола.

Yolcu gemisi Hong Kong'a uğradı.

Круизный лайнер зашёл в Гонконг.

O sık sık bana uğradı.

- Он часто ко мне заходил.
- Он часто меня навещал.

Şehir deprem sebebiyle yıkıma uğradı.

Город был разрушен землетрясением.

Bir kız metroda saldırıya uğradı.

Девушка подверглась нападению в метро.

O aşkta hayal kırıklığına uğradı.

Она была разочарована в любви.

Tom babası tarafından tecavüze uğradı.

Том был изнасилован собственным отцом.

Tom şiddetli hayal kırıklığına uğradı.

Том был горько разочарован.

Tom açıkçası hayal kırıklığına uğradı.

Том был явно разочарован.

Tom bir süre önce uğradı.

Том недавно к нам заходил.

Tom benimle konuşmak için uğradı.

Том зашел поговорить со мной.

Tom açıkça hayal kırıklığına uğradı.

Том явно разочарован.

Tom bizi görmek için uğradı.

- Том зашёл нас повидать.
- Том зашёл с нами повидаться.

O zaman zaman bize uğradı.

- Время от времени он заходил к нам.
- Время от времени он заглядывал к нам.

Tom sadece hayal kırıklığına uğradı.

Том был просто разочарован.

Leyla, Sami tarafından tecavüze uğradı.

Лейла была изнасилована Сами.

Leyla 13 yaşında tecavüze uğradı.

- Лейла была изнасилована в 13 лет.
- Лейлу изнасиловали в тринадцать лет.

Beynimiz büyük bir genetik mutasyona uğradı

в нашем мозге произошла важная генетическая мутация,

Tom teşekkürler demek için geçerken uğradı.

Том зашел сказать спасибо.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğradı.

На него напала акула.

Tom bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напала акула.

Genç adam aşkta hayal kırıklığına uğradı.

Молодой человек был разочарован в любви.

Tom son derece hayal kırıklığına uğradı.

Том был крайне разочарован.

Tom uğradı ve bana yardım etti.

Том подошёл и помог мне.

Tom bir ayı tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напал медведь.

Tom açıkçası çok hayal kırıklığına uğradı.

Том явно был сильно разочарован.

Tom açıkça biraz hayal kırıklığına uğradı.

Ясно, что Том был немного разочарован.

İranlı iki fizik profesörü suikaste uğradı.

Двое иранских профессора физики были убиты.

Dan bir kurt tarafından saldırıya uğradı.

На Дэна напал волк.

Tom bir kurt tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напал волк.

Mary, kilosu nedeniyle okulda zorbalığa uğradı.

Над Мэри в школе издевались из-за её веса.

Onlar gelemediğin için hayal kırıklığına uğradı.

Они были разочарованы тем, что Вы не можете прийти.

Tom bir köpek tarafından saldırıya uğradı.

- На Тома набросилась собака.
- На Тома напала собака.

Gece geç vakitte evine dönerken, saldırıya uğradı.

На него напали, когда он поздно ночью возвращался домой.

O, büyük bir yılan tarafından saldırıya uğradı.

На неё напала большая змея.

Tom davet edilmediği için hayal kırıklığına uğradı.

Том был расстроен, что его не пригласили.

Tom başıboş bir köpek tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напала бродячая собака.

Arjantin'de yüzmeye gidenler piranhalar tarafından saldırıya uğradı.

На купальщиков в Аргентине напали пираньи.

Tom bir arı sürüsü tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напал рой пчёл.

Tom kuduz bir sincap tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напала бешеная белка.

Tom dün akşam yemeği için evime uğradı.

Том пришёл ко мне домой на обед вчера.

Tom bir boz ayı tarafından saldırıya uğradı.

На Тома напал медведь гризли.

Sohbetimiz hapşırık yüzünden kısa bir kesintiye uğradı.

Наша беседа была прервана из-за чихания.

- Bir çetenin saldırısına uğradı. Darp edildi ve soyuldu.
- Bir çetenin saldırısına uğradı. Dövüldü ve çantası çalındı.

На него напала банда. Его избили и отобрали у него кошелёк.

Tom açıkçası Mary'nin burada olmamasından hayal kırıklığına uğradı.

Том явно расстроен, что Мэри здесь нет.

Tom, tavsiyeleri sağır kulaklara düştüğünde hayal kırıklığına uğradı.

Том расстроился, когда его предложения оставили без внимания.

Geçen senenin ardından Tom'un hayatı kökten değişime uğradı.

За последний год жизнь Тома изменилась коренным образом.

Tom, biraz süt almak için eve dönerken süpermarkete uğradı.

Том заглянул в супермаркет по дороге домой, чтобы купить молока.

Tom öğle yemeği için her gün Mary'nin evine uğradı.

- Том каждый день ходил к Мэри обедать.
- Том каждый день ходил к Мэри домой обедать.

Polonya ve Baltik'de,Rus ordusu bir düzine büyük yenilgiye uğradı

В Польше и Прибалтике русская армия потерпела ряд крупных поражений,

Tom, Cadılar Bayramı gününde bir kuduz sincap tarafından saldırıya uğradı.

В день Хэллоуина на Тома напала бешеная белка.

- Çağrılmaması onu hayal kırıklığına uğrattı.
- Davet edilmediği için hayal kırıklığına uğradı.

Он был разочарован, что его не пригласили.

Uğradı ve yalnızca Mareşal Ney, Eugène ve Poniatowski'nin hızlı müdahalesi ile kurtarıldı.

и спасен только благодаря быстрому вмешательству маршала Нея, Эжена и Понятовского.

14 Ekim 1066'da İngiliz ordusu Hastings'de ezici bir yenilgiye uğradı ve Harold

14 октября 1066 года английская армия потерпела сокрушительное поражение при Гастингсе, и Гарольд

Kazazedelerin tahminleri çılgınca değişir, ancak açıktır her iki taraf da felaket kayıplarına uğradı.

Оценки случайностей сильно различаются, но ясно обе стороны потерпели катастрофические потери.

- Tom şeker satın almak için Mary'nin mağazasında durdu.
- Tom şeker satın almak için Mary'nin dükkanına uğradı.

Том остановился у магазина Мэри, чтобы купить сахар.