Translation of "Bizimle" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Bizimle" in a sentence and their chinese translations:

Bizimle gel.

- 跟我们来。
- 一起來吧。

Bizimle kal.

和我们留在一起吧!

Keşke bizimle gelebilsen.

但願你可以跟我們一起來。

İstersen bizimle gel.

可以的话你也一起来吧。

Sen bizimle gelemezsin.

你不能跟我们一起去。

Bizimle birlikte gel.

跟我們一起來吧。

Bizimle birlikte ye.

跟我们一起吃吧。

Keşke bizimle gelseydin.

要是你和我們一起來就好了。

- Lütfen bizimle temas kur.
- Lütfen bizimle bağlantıya geçin.

请联系我们。

Bizimle Fransızca konuşmayı denedi.

他試圖跟我們說法語。

Bizimle gelebilirsen memnun olurum.

你能来的话我会很开心。

Benimle gelin, bizimle gelin!

请跟我来,跟我们来!

Niçin bizimle birlikte gelmiyorsun?

你为什么不和我们一起来?

O, bizimle poker oynardı.

他曾和我们玩过扑克。

Bizimle yemek ister misiniz?

你想和我們一起吃嗎?

Bizimle gelemediğin için üzgünüm.

我很遗憾您没有和我们一起来。

Onlar artık bizimle konuşmuyor.

他們不再跟我們談了。

Bu odada bizimle kal.

在这房间里跟我们呆在一起。

O bizimle gelmek istiyor.

他想和我们一起来。

Belki bizimle gelsen iyi olur.

也許你最好和我們一起來。

Yine bizimle olman bir zevk.

真高兴你又跟我们在一起了。

Burada bizimle arkadaşlarınızdan birine sahibiz.

你的一个朋友在我们这里。

Bizimle poker oynamayacaksan buraya oturma.

不跟我们玩扑克就不要坐在这里。

Bizimle futbol oynamak ister misin?

你愿意跟我们一起踢足球吗?

Bizimle aynı fikirde olacaklarını düşünüyorum.

我猜想他們會同意我們的。

O, bizimle Fransızca konuşmaya çalıştı.

他試著跟我們講法語。

Kal ve bizimle bir içki al.

留下来和我们一起喝酒吧。

Tom'un neden bizimle gitmek istemediğini anlayamıyorum.

我不理解为什么汤姆不想和我们一起走。

O bizimle mutlu olamaz, bırakalım gitsin.

她跟我们没办法幸福,让她走。

O bizimle Fransızca olarak konuşmaya çalıştı.

他试着跟我们说法语。

Tom bizimle poker oynamak istediğini söyledi.

汤姆说要跟我们玩扑克。

Tom'un bizimle birlikte yeyip yemiyeceğini bilmiyorum.

我不知道Tom是否和我们一起吃饭。

Bizimle birlikte bir yürüyüşe ne dersin?

跟我們一起散步怎麼樣?

Tom bana bizimle gitmek istemediğini söyledi.

湯姆告訴我他不想跟我們走。

Ken'in bizimle aynı fikirde olmaması garip.

很奇怪肯竟然没有同意我们。

Bizimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler.

谢谢你答应来见我。

Dağlara çıkacağız, bu yüzden neden bizimle gelmiyorsun?

我們打算去登山,你也去嗎?

Onlar bugün öğleden önce bizimle iletişime geçecekler.

他们会在今天中午之前联系我们。

Tom bizimle içki içmeye gitmek istemediğini söyledi.

汤姆告诉了我们他不要了跟我们喝酒。

O, geldi ve bizimle birlikte akşam yemeği yedi.

他來跟我們吃了晚飯。

Mary bizimle gitmeseydi Tom bizim gitmemize izin vermezdi.

如果玛丽不跟着我们,汤姆不会让我们走。

Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.

为了让我们和大家都记住这个日子,我请大家跟我们一起来种树。