Translation of "Oradaki" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Oradaki" in a sentence and their arabic translations:

oradaki düzensizliği oradaki hile hurdayı

هناك عدم انتظام هناك خردة الغش

Ya oradaki...

‫إما نتجه...‬

Oradaki nedir?

ماذا يوجد هناك؟

oradaki ıstakozları koruyorlar.

لما يقارب قرنًا من الزمن،

Oradaki kendine bir bak, yokla

وراجع نفسك الآن

Oradaki herkes benim gibi kırılmıştı.

إن أي أحد في وضعيتي هناك سيكون مكسور الخاطر.

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

‫انظر، يمكنك رؤية آثار كل تلك الحيوانات.‬

Ve oradaki herkesi yok etti

ودمر الجميع هناك

oradaki kadınlara üretimi, ekonomik faaliyetleri,

الإنتاج والأنشطة الاقتصادية للمرأة هناك ،

Oradaki cesur adam, hayatımı kurtardı.

لقد أنقذ ذاك الرجل الشجاع حياتي.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

‫أترى هذه الحفرة؟‬ ‫حفرة ثعبان.‬

- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.

قابلتها في المقهى القريب من المحطة.

Hep yanındaydım ve oradaki profesyonellerden şunu rica ettim:

كنت دائمًا هناك محتجة لهؤلاء المختصين،

oradaki doktoru işlemin her aşamasında adım adım yönlendirebilir.

مُوجّهًا ومراقبًا الطبيب المحلي خلال إجراء العملية خطوة بخطوة.

Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken

كنت شاهدةً على أجواء حميمة وغير مسبوقة في تلك الغرف

Evet, oradaki küçük yarığa sıkıştı. Pekâlâ, bunu bağlayalım. İşte.

‫علق في شق صغير هناك.‬ ‫حسناً، لنربطه، هكذا.‬

Oradaki görgü tanıkları ise adamın çok korktuğunu, telaşlı olduğunu

شهود عيان هناك خائفون جدا وصعب.

Ben bu dolma kalemden bahsediyorum oradaki masada olandan değil.

أنا أتحدث عن هذا القلم، وليس عن ذاك الموجود هناك على المكتب.

Oradaki bölüm kapı fakat dikkat edin diğer havarilerin ayakları görünüyor

القسم هناك هو الباب ، ولكن كن حذرا ، أقدام الرسل الآخرين مرئية.

Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti

بعد أن غزا سليمان العظيم المجر ، أحضر مصباحين ضخمين للنفط من كنيسة هناك.