Translation of "Hatta" in Arabic

0.023 sec.

Examples of using "Hatta" in a sentence and their arabic translations:

Ve hatta yöneticinin

كي تجري الممرضة تلك المكالمة،

Hatta Hollywood filmlerini.

فكروا حتى في أفلام هوليوود.

hatta İsrailli askerler

حتى بعد الجيش الإسرائيلي

Hatta var olmayabilirsiniz."

بل يمكن اعتبارك غير موجود على الإطلاق."

hatta en büyüğü

حتى الأكبر

Hatta kalın, lütfen.

يرجى الأنتظار.

Hatta biliyor musunuz?

في الواقع٬ هل تعلمون؟

hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim

حتى أولئك الذين لا يريدون أن يتم التعبير عنهم

Acı çekiyor hatta ölüyorlar.

لأنهم لا يستطيعون تحمل تكلفة الدواء.

Hatta geliştirdiğim müfredat var,

أنا حتى وضعت المنهج لذلك بالفعل،

Hatta özellike benim gibi

بالتحديد أشخاص مثلي

Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.

‫ما زال حياً. انظر.‬

Ve hatta hayat kurtarabilir.

وحتى أن ينقذ الأرواح.

Hatta şunu da söyleyebiliriz,

في الواقع، يمكننا أن نذهب إلى حد القول

Milyarlarca, hatta trilyonlarca foton,

وإنما هي مليارات، وتريليونات من وحدات الضوء،

hatta kuru bez yok,

لم يجفف بعد،

hatta bazen açıkça yapıyorum.

وبعض الأحيان، حتى علنًا.

hatta en güzeli bu

هذا حتى أجمل

Hatta bazen silahlanıyorlar bile.

أو حتى لحمل السلاح.

Hatta sebebini bile bilmiyorlar.

إنهم لا يعرفون لماذا حتى.

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

حتى أننا عزفنا في عرض موسيقي لجمهور حقيقي.

Uyuyorlar, besleniyorlar hatta doğum yapıyorlar.

ينامون ويأكلون ويمكنهم حتي الولادة.

Hatta belki sağlık lensiyle bakmalıyız.

أو حتى بخضوعه إلى نظرة طبية.

Hatta bunu biraz daha açalım,

في الحقيقة، لو أسقطنا ذلك على الواقع،

Ve hatta Alzheimer riskinizin artması

أو حتى إصابتك بمرض ألزهايمر

hatta gerçek vücut çeşitliliğini destekleyen,

وحتّى تصويرهن لأفلام إباحيّة

Hatta kendimi delirmiş gibi hissettim.

في الواقع شعرت أنني تناولت حبوباً للجنون

hatta daha çok yaklaşmalarını istiyorum.

والاقتراب أكثر من ذلك،

Hatta George Washington Carver tarafından

وفي الحقيقة، فقد تم استخدامها من قِبَل جورج واشنطن كارفر

hatta en zorlu rakiplerimle bile.

حتى مع أشد الخصوم.

hatta bazen dişlerini parmaklarıyla fırçalıyorlar.

ربما ينظفون أسنانهم بأصبعهم،

hatta yeni endüstrilerin doğduğu yerdir.

وحتى الصناعات الجديدة.

Hatta çırağı ustasını geçtiği için

حتى أنه اجتاز سيده المتدرب

hatta bazen şiddete sebep oluyor.

وعنف في بعض الأوقات.

Hatta bir defasında kaçırmaya bile kalkıştılar.

حتى أنهم حاولوا خطفي مرةُ من المرات.

Hatta Salih Bozok’un hatıralarında şöyle var;

حتى في مذكرات صالح بوزوك؛

hatta finansal bilgilerimiz bile bu yerde.

غالباً ما تكون معلوماتنا المالية في المكان نفسه أيضاً.

hatta yapay ışık kullanımını azaltmak amacıyla

وحتى استعمال كابلات الألياف البصرية هذه

Ve hatta devin kendisi hakkında bile.

وحتى عن العملاق نفسه.

çocukların tehlikeli durumlarda yapacağı, hatta büyüklerinde,

أفضل وسيلة لتحدي الخطر بالنسبة للطفل أو الشخص البالغ حتى هي

hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış.

وقبل ذلك كان جدّه يصنع الجبن الكريمي.

Boyama yapamam, çizemem, yontamam hatta dikemem.

لا أستطيع الرسم، النحت أو حتى التعامل مع الأواني الصغيرة،

hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.

كي أفهم سبب تردد صداها العميق جدًا.

Acısı koşuyu bıraktıracak derecede çoğalmıştı hatta.

لدرجة أنه اضطر إلى التوقُّف عنه.

Hatta kendi işlerini kurma imkanı bulabiliyorlar.

أو ربما حتى فرصاً لإنشاء أعمالهم الخاصة.

Gıpta ile baktığımız Avrupa'nın hatta Amerika'nın

أوروبا ، حتى أمريكا ، التي ننظر إليها بالحسد

Onu ekilebilir alanlara dönüştürmek, hatta ülkedeki

الامطار فيها لتحولها الى اراضٍ صالحةٍ للزراعة او حتى تعديل

üzüntü, hayal kırıklığı ve hatta depresyon hissedersin.

تشعر ب الحزن, الإحباط و وأحيانا باليأس و الاكتئاب.

Aynısını yapmak hatta daha iyisini yapmak istiyoruz.

نريد أن نفعل مثلهم ونريد أن نفعل ذلك بشكل أفضل منهم

Hatta düzenli olarak ayarlamaları kendim yapıyorum." dedim.

وأنا أقوم بتفقده بانتظام."

hatta yeni bir sporda mükemmelleşmeye çalışıyor olun,

أو حتى تحاول إتقان رياضة جديدة،

Hatta aileler de resimlerdeki renk eksikliklerine bakarak

ويمكن حتى لأولياء الأمور النظر لرؤية غياب اللون في اللوحات

Ve hatta tele satışlar ve müşteri hizmetleri

وحتى وظائف المبيعات وخدمة العملاء

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

نحن نختلف باختلاف الشخصية والثقافة

hatta bazıları eyalette en kötüsü olduğunu söylerler.

والبعض يقول حتى بالولاية.

Başkan Bush, Obama, hatta Trump bile eğitimi

عندما دعا الرئيس بوش و أوباما وحتى ترمب

Hatta, Rasmussen'ın yıl içinde yayınladığı ankete göre

في الواقع، أصدر راسموسن استطلاعا للرأي في وقت سابق من هذا العام

hatta Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü belediye başkanı olduğunda

حتى عندما كان إكرام إمام أوغلو عمدة بيليك دوزو

Ve hatta bazı sosyal sorunlarımızın çözümünde onu kullanmıyoruz?

واستخدامه لحل بعض من مشاكلنا الاجتماعية.

hatta kararlaştırılmış bir ada bile sahip olmasa da

ولم يتم الاتفاق حتى على اسمٍ له،

Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce

منذ وقتٍ طويلٍ قبل أن يصبح هناك قنوات تلفزيونية أو إنترنت أو حتى هاتف،

Hatta şeyi sorduğumu çok iyi hatırlıyorum tez danışmanıma,

حتى أتذكر ما سألته جيدًا لمستشار أطروحتي قلت

Hatta, bu hisse o kadar çok alışmıştım ki,

في الحقيقة، لقد تعودت عليه لدرجة

Ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...

بل حتى الأزمات السياسية والتي تؤدي لأزمات اللجوء -

Geniş kıyafetlerden kesilen, dikilen ve hatta bazen yapıştırılan

لذا هي عملية بسيطة من التغيير من طريقة القص والخياطة،

hatta yeni ve güzel bir sahil yolunu bile.

وحتى إلى مسار ساحلي جميل.

Hatta iklim biliminin kendisinden şüphe etmek bile isteyebilirim.

أو، أو يمكنني أن أشكك في علم المناخ ذاته.

Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.

مزعج حتى. كثير من الناس يشعرون بالتوتر.

Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri

لقد جابوا في عمق روسيا والبحر الأبيض المتوسط ​​، حتى أنهم تجرأوا على مهاجمة ما أسموه Miklagard ،

hatta önemli bir küresel finans merkezine dönüşmesinden bahsetmiyorum

الدولة لمواطنيها ناهيك عن تحولها لمركزٍ ماليٍ عالميٍ مهم

Gülme gazı denen metan kahkaha sebebi değil. Hatta

فان غاز الميثان المسمى غاز الضحك لا يدعو للضحك ابداً. بل

Ancak 12, hatta 14 güne kadar da sürebilir.

لكن قد يستغرق إلى 12 او حتى 14 يوماً

Riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek

قادر على أن يغيّـر العقل غير الناضج لدى المراهق

hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile.

حتى من قبل الأطفال الذين يصبحون المثليين أيضاً.

Scipio velite'leri ön hatta yerleştirdi. Hannibal'ın süvarilerini zayıflatmat maksadıyla.

وضع سكيبيو الفيليتز في المقدمة هادفا تخفيف قوة سلاح الفرسان القرطاجيين من خلال رمي الرماح

Hatta birçoğu almadı bile. Devlet erzak yardımında bulundu halkına

الكثير لم يأخذها حتى. قدمت الدولة الطعام لشعبها

Tamamen normal ve hatta beklenilen bir şey olması olarak tanımlıyorum.

بأن يتم الإفصاح عن المخاوف، والأسئلة، والأفكار، والأخطاء.

Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.

في الواقع، يمكنكم رؤية الكثير من السياسة باعتبارها من أجل الانتماء.

Ona katılmaya ikna etmek hatta savaştan sonra Halebi ona bırakmaktı

القادة العسكريين في عصره، للانضمام إليه، ووعده بتولته حلب بعد الحرب

Işte o bazı şeyleri unutmak isteyen hatta hiç hatırlanmamasını isteyen

أنه يريد أن ينسى بعض الأشياء أو حتى لا يتذكرها على الإطلاق

Anatomik çalışmalar ve optik çalışmalar, dalış kıyafetleri hatta bir robot

دراسات تشريحية وبصرية ، بدلات غوص وحتى إنسان آلي

- hatta kral ona kendi korumasında bir onur rütbesi bile verdi.

برتييه - حتى أن الملك منحه رتبة فخرية في حرسه.

Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.

حتى أنه طور هذا الموضوع والتقط صوراً لجميع شوارع الأرض.

Eşiyle birlikte sarayda tutulan yıllar hızla hatta isyanlarla geçti insanlar

وجود زوجة حافظ في القصر مرت السنوات سريعاً حتى ثار الشعب

Iki, üç ve hatta dört kattan oluşan birçok bina vardı .

المباني التي تتألف من طابقين او ثلاث وحتى اربعة. فكروا اكثر ان

Hastalığı kapmış ve birkaç gündür hatta 2 haftadır yayıyor olabilirsiniz,

يمكنك نشر العدوى للآخرين لعدة أيام وحتى أسبوعين

Hatta belki de okyanusun kalan kısmındaki tüm canlıların toplamından daha fazla.

في الواقع، ربما أكثر بكثير من باقي المحيط برمته.

Galyalı müttefikler ikinci hatta yerleştirildi, Romalı süvariler ise arka safta beklemedeydi.

الحلفاء الغال يشكلون السطر الثاني، في حين أن الفرسان الرومانيين في المحمية

Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada

في الواقع ، لم يكن لدى عائلته ما يكفي من المال لدراسته في الجامعة.

Zararlı böceklerle ve hatta zehirli akreplerle besleniyor. Ama özrü kabahatinden büyük mü?

‫يتغذى على البق والحشرات الضارة‬ ‫وحتى العقارب السامة.‬ ‫لكن هل ترجح كفة الجيد على السيئ؟‬

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

‫كما يمكنها حتى استغلال الضوء‬ ‫لمساعدتها في الصيد.‬ ‫أو ربما تستمتع بالمنظر فحسب.‬

. İlk fikir, iki katlı bir ev ve hatta mümkünse daha fazlasını inşa etmekti

الاعلى. فكانت اول الافكار هي بناء منزلٍ من طابقين وحتى اكثر

Ayrıca Grande Armée ve İmparatorluk Muhafızlarının üniformaları ve bayrakları… ve hatta bir Maréchal sopası.

بالإضافة إلى زي وأعلام الجيش الكبير والحرس الإمبراطوري ... وحتى عصا ماريشال.

Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.

‫يمكنك مقارنة ذكائها بذكاء قط أو كلب‬ ‫أو حتى بأحد حيوانات رتبة الرئيسيات الدنيا.‬

Daha geride ise, Roma merkezinin ve arkada ki birliklerin ön hatta neler olduğunu anlaması vakit alıyor.

علاوة على ذلك، فقد مر بعض الوقت قبل أن يدرك المركز الروماني والخلفي ما يحدث في المقدمة

Gel. Taşlarla gökyüzüne nasıl çıkacağız? Genellikle ana bina katına güvenilir . Depremlere, kuvvetli rüzgarlara ve hatta binanın içindeki yüke

تعالى. كيف نصعد للسماء بالحجارة? غالبا ما يتم الاعتماد

Napolyon'un genelkurmay başkanı Mareşal Berthier ve hatta belki de İmparatorun kendisi de dahil olmak üzere , onun bir veya iki kazık attığını görmeye hevesliydi .

بما في ذلك رئيس أركان نابليون ، المارشال بيرتيير - وربما حتى الإمبراطور نفسه.