Translation of "Duygusal" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Duygusal" in a sentence and their arabic translations:

Duygusal olma.

لا تكن عاطفى

duygusal gücümüzü anlamak,

واختبار القوة العاطفية

Duygusal olarak çok mutsuzdum.

شعرتُ بالاستياء الشديد.

duygusal çevikliği nasıl başarırız?

واعتناق المرونة العاطفية؟

duygusal yakınlıklar çok önemlidir.

فإنّ الارتباط الرومانسي حيوي. "(لوسيا توبولانسكي سافيدرا)"

Dördüncü şey ise duygusal sağlık.

الأمر الرابع هو الصحة العاطفية.

Şunu öğrendim ki duygusal stres

وقد تعلمت أن الإجهاد العاطفي

Aylarca belirli duygusal ipuçlarına odaklandı.

قامت بالتّركيز على إشاراتٍ عاطفيّة معيّنة لشهور.

Kendine güvenini ve duygusal gücünü artırmayı

حينها سوف تعيش تزايد الثقة

Duygusal bir şey hissetmek istemediğimizden değil.

هذا لا يعني أننا لا نريد أن نشعر بشيء ما عن طريق العاطفة

Biz kesinlikle duygusal anlamda hissetmek isteriz.

نحن بالتأكيد نريد الشعور العاطفي

Kalp, duygusal hayatlarımızın bir sembolü oldu.

كان القلب رمزًا لحياتنا العاطفية.

Amerikan Kalp Derneği hâlâ duygusal stresi

فما تزال الجمعية الأمريكية للقلب لا تدرج الإجهاد العاطفي

çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.

لأنه كما تعلمون أنا غير مستقر عاطفيًا.

Duygusal kalbin sembolizmi bugün hâlâ yerini koruyor.

رمزية القلب العاطفي القائمة حتى اليوم.

İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü

وبعد أسبوعين، عادة حالتها العاطفية إلى طبيعتها

duygusal kalbin yolu, şaşırtıcı ve gizemli şekillerde

القلب العاطفي يتداخل مع قرينه المادي،

Amigdala ele geçirmesi ve duygusal ele geçirme.

اختطاف اللوزة والاختطاف العاطفي.

Hapsedilmenin duygusal olarak nasıl bir his olduğunu

كانت تلك هي المرة الأولى التي فهمت فيها بعمق...

Daha iyi bir duygusal çevikliğe ihtiyacımız var.

لتحقيق التكيّف الحقيقي والنجاح.

duygusal sağlığımız üzerinde çok büyük bir etki yapar.

يكون لها تأثير عميق جدا على موقعنا العاطفي.

Sonuçlar risk almaya alışmanın gerçekten de ergenin duygusal

وقد أظهرت النتائج أن التعود على المخاطرة

Çocuğunuzu, yakın bir arkadaşınızı ya da duygusal partnerinizi düşündüğünüzde

عندما تفكرون في طفل، أو صديق حميم، أو شريك رومانسي،

Ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.

مما يؤدي إلى ما هو أبعد وأقصى من المخاطرة

Sami'nin birçok zihinsel ve duygusal sorunu vardı ve onları alkolle tedavi ediyordu.

كان لدى سامي الكثير من المشاكل العقليّة و العاطفيّة و كان يعالجها بتناول الكحول.

Ailen ve çocuğun için endişeleniyorsun. Daha öncesinde hayvanlara karşı aşırı duygusal davranan biri değildim.

‫والقلق على أسرتك وابنك.‬ ‫لم أكن شخصًا عاطفيًا‬ ‫بشكل مفرط تجاه الحيوانات من قبل.‬