Translation of "üstüne" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "üstüne" in a sentence and their arabic translations:

Üstüne basmak istemiyorum.

‫لا أريد أن أطأها.‬

Kanyonun üstüne indik.

‫حسناً، نزلت أعلى الوادي.‬

...ağını üstüne kapadı.

‫ترمي شبكتها فوق فريستها.‬

Birde dünya dönüyor üstüne

ويتحول العالم

Yer üstüne inşa çıkıyor

يبني على الأرض

Kitapları masanın üstüne koyma.

لا تضع الكتب على الطاولة.

Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.

‫تعيث الجماعة الفساد في المدينة.‬

Dilediği gibi kadın boşayabiliyordu üstüne

كما تريد ، يمكن للمرأة أن تفرغ

Topluma zorluk veren sorunların üstüne giden

فهم يهتمون بالقضايا التي تؤرق المجتمع،

Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyım.

‫يجب أن أتوخى الحذر ‬ ‫حتى لا أهبط فوق الأفعى مباشرة.‬

Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.

ابتسمت طويلًا بسبب هذا الحدث.

Onun üstüne de Uluslararası İlişkiler masterı yaptım.

حصلت على درجة الماجستير في العلاقات الدولية.

Kablosuz elektriği kullanıp ve üstüne birde dağıtıyorlardı

باستخدام الكهرباء اللاسلكية وتوزيعها على واحد

Getiren fikir , önceliklerin üstüne yerleştirildi ve yine

الغزو وضع المشروع على رأس الاولويات ورغم ذلك استغرق سبعة

Bunun üstüne, iki hafta üç gün evde kaldım.

وبقيت في المنزل لأسبوعين وثلاثة أيام بسبب ذلك.

Karanlıkta yol alırken üstüne yapışan remora kortejini saymazsak.

‫عدا حاشيتها من اللشك المصاحب لها‬ ‫في رحلتها عبر الظلام.‬

Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.

ويشعر الناس بالإهانة حين تقول إن السياسة تصبح في النهاية فوق القانون.

Oldukça esnek bir çıtanın üstüne. Ve bu şekilde çekebiliyorum.

‫على جزء لين من شجرة صفصاف،‬ ‫يمكنني أن أسحبه ثانية هكذا.‬

Burası gittikçe daralıyor. Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyız.

‫المكان هنا أصبح شديد الضيق.‬ ‫يجب أن أتوخى الحذر ‬ ‫حتى لا أهبط فوق الأفعى مباشرة.‬

Ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor.

ولكن أيضًا بسبب أنها تقع أعلى واحدة من تلك المناطق الخفيضة.

Olan, seçim sonuçları yaygın dahili ve uluslararası karşıladı, ve üstüne edildi

خليفة حفتر بالاضافة لرئيس حكومة الوفاق فائز السراج كما رحب كلٌ

Yeni arabamın üstüne bir ağaç düştü ve onu hurdaya ayırmak zorunda kaldım.

سقطت شجرة فوق سيارتي الجديدة وأجبرت على أخذها لساحة الخردوات.

Yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

‫لذا قد يمر الناس بجانب الشعاب المرجانية‬ ‫ويقفون على واحد من هذه الحيوانات‬ ‫التي تحاول الاختباء‬ ‫من الحيوانات المفترسة خلال النهار.‬