Examples of using "Ultravioleta" in a sentence and their turkish translations:
Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.
Mercanların pigmentleri, zararlı morötesi ışığı emip
Ultraviyole ışınları bizim için zararlı.
Bu ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.
Aslında akrep ararken UV ışık kullanmak oldukça akıllıcadır.
UV ışığını tuttuğumda nasıl fark ettiğine bakın. Bum.
İlki, basit bir UV ışığı kullanmak.
UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?
UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?
Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.
Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?
Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...
Biz ultraviyole ışınları göremiyoruz ama böcekler görürler.
Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.
Ne düşünüyorsunuz? El feneri ve şişeyi mi kullanayım? Yoksa UV ışığını mı?
Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.
Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.