Examples of using "Ésta" in a sentence and their turkish translations:
Bu uygun değil.
Bu bir cümledir.
Bu onun evi.
Bu benim kız kardeşim.
Tom, bu Mary.
İşte anahtarın.
Bu benim kameram.
Bu ne sokağı?
Bu benim annem.
Bu bitki nedir?
- Bu senin elman mı?
- Bu sizin elmanız mı?
- Bu oda 839'dur.
- Bu, Oda 839.
Ve bu bir plaj.
Bu orijinal bir parça mı?
Bu, karım Edita.
Bu bir Türk geleneğidir.
Bu tek alternatiftir.
Bu en iyi mürekkep.
Bu ilginç bir hikayedir.
Bu güzel bir çiçek.
Bu benim çantam değil.
- Bu senin tek şansın.
- Bu senin yegâne şansın.
- Bu senin yegâne imkâniyetin.
- Bu sizin tek şansınız.
Bu en sevdiğin şarkı mı?
Bu en son moda.
Bu, son kez.
Bu sabah çok erkencisin.
işte bu çok tehlikeli bir durum
Bu çok yoğun bir istasyon.
Bu gece şömine kullanmalıyız.
Bu gece burada uyuyacağım.
Burası delilerin evi!
Bu kırık.
Bu, Japonya bayrağıdır.
Bu çok tuhaf bir mektup.
Bu ne tür bir çorba?
Bu çok önemli bir toplantıdır.
Bu senin sözlüğün kopyası mı?
- Aradığın anahtar bu mudur.
- Aradığın anahtar bu mu?
- Aradığınız anahtar bu mu?
- Aradığın anahtar bu mudur?
- Bu mu aradığın anahtar?
- Aradığınız anahtar bu mudur?
- Bu mu senin aradığın anahtar?
- Senin aradığın anahtar bu mu?
- Sizin aradığınız anahtar bu mu?
- Senin aradığın anahtar bu mudur?
- Sizin aradığınız anahtar bu mudur?
- Aramakta olduğun anahtar bu mu?
Bu Tom'un çantası mı?
Onun kırdığı bu penceredir.
Sanırım bu Tom'un motosikleti.
Bu, sizin sorunuza benim cevabım.
- Bu akşam işin hakkında konuşmayalım.
- Bu akşam işinden bahsetmeyelim.
Şu kutu bundan daha büyüktür.
Bu, Esperanto'daki bininci cümlem.
- O kız kardeşimin fotoğrafı.
- Bu, kız kardeşimin bir resmidir.
Bu sahip olduğum tek kameradır.
Dün aldığım kamera budur.
Bu İngilizce yazılmış bir hikayedir.
Bu, Jack'in inşa ettiği evdir.
- Bu büyükannemin bir resmi.
- Anneannemin bir resmi bu.
Bu benim mektubuma onun cevabıdır.
- O, daha önce çalıştığım mağazadır.
- O, çalıştığım dükkan.
O ev bundan çok daha iyi.
Bu çocukken öğrendiğim bir şarkı.
Bu kendi yaptığım bir köpek kulübesidir.
Bu, haritada gösterilen yoldur.
Bu senin ailen mi?
Bunlar, yandaki evde yaşayan insanlar.
Burası benim doğduğum kasaba.
Bu onun evi.
Bu sizin anahtarınız.
İşte anahtarın.
Bu benim koçum.
Bu benim masamdır.
- Bu, Japonya'nın en yüksek kulesi.
- Bu Japonya'da en yüksek kule.
- Bu, Japonya'daki en yüksek kuledir.
Bu benim değil.
Bu çocuk tarafından kırılan penceredir.
Amcanın aradığı anahtar bu mudur?
Bu, aradığım anahtardır.
- Bu benim annemdir.
- Bu benim annem.
Bu senin evin.
O benim kedim.
Bu Boston'da buradaki ilk Noelimiz.
Bu senin cüzdanın mı?
Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.
Bu yıldız beş ışık yılı uzaktadır.
Bu sana bahsettiğim şehir.
Bu güzel bir çiçek.
Bu kesinlikle kolay okunmuyor.
Bu şimdiye kadar çalıştığım tek şirket.
Helen, bu benim kuzenim.
Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.
Bu onun.