Translation of "Mosquitos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Mosquitos" in a sentence and their turkish translations:

Odio los mosquitos.

Sivrisineklerden nefret ediyorum.

Fantasmas, mosquitos, flamencos, flores,

hayaletlere, sivrisineklere, flamingolara, çiçeklere,

Los mosquitos me aman.

Sivrisinekler beni severler.

Aquí hay muchos mosquitos.

Burada bir sürü sivrisinek var.

Necesito repelente para mosquitos.

Bana sivrisinekler için bir ilaç lazım.

Hay mosquitos incluso en Grecia.

Yunanistan'da bile sivrisinekler var.

Estamos asediados por los mosquitos.

Biz sivrisinekler tarafından saldırıya uğruyoruz.

Me han picado los mosquitos.

Sivrisinekler tarafından ısırıldım.

¡Estos mosquitos me están comiendo vivo!

Bu sivrisinekler beni canlı canlı yiyorlar!

Los mosquitos son portadores de enfermedades.

Sivrisinekler hastalık taşıyıcılarıdır.

Odio y detesto a los mosquitos.

Sivrisineklerden iğreniyorum ve nefret ediyorum.

Le tengo miedo a los mosquitos.

Sivrisineklerden korkarım.

Queremos investigar cómo los mosquitos producen su canto.

Sivrisineklerin şarkılarını nasıl yaptıklarını araştırmak istedik.

Las moscas y mosquitos interferían con su meditación.

Sinekler ve sivrisinekler onun meditasyonuna müdahale ettiler.

Los mosquitos en Minesota son grandes como cigüeñas.

Minnesota'da sivrisinekler leylek kadar büyüktür.

Tuvimos que cerrar la ventana por los mosquitos.

Sivrisinekler nedeniyle pencereyi kapatmamız gerekiyordu.

- Los mosquitos son insectos.
- Los zancudos son insectos.

Sivrisinekler böcektir.

Cerré la ventana para que no entraran los mosquitos.

Sivrisinekleri dışarıda tutmak için pencereyi kapadım.

Porque las hembras son los únicos mosquitos que atraen los humanos.

çünkü insanlardan etkilenen sivrisinekler sadece dişiler.

Tuvimos que cerrar las ventanas para que no entraran los mosquitos.

Sivrisinekler içeri girmesin diye pencereleri kapatmak zorunda kaldık.

Con sangujuelas, serpientes y mosquitos, buenos disuasivos naturales para cualquier ejército invasor.

sülükler, yılanlar ve sivrisineklerle, işgalci herhangi bir ordu için iyi doğal caydırıcılar.

- Un enjambre de mosquitos lo siguió.
- Una nube de zancudos lo seguía.

Bir sivrisinek sürüsü onu takip etti.

- Tengo picaduras de mosquito por todo el brazo.
- Tengo picaduras de mosquitos en todo el brazo.

Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var.