Translation of "Meterse" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Meterse" in a sentence and their turkish translations:

Decidió meterse a literato.

O bir yazar olmaya karar verdi.

Tom volvió a meterse en su coche.

Tom arabasına geri bindi.

Tom trató de meterse entre Mary y John.

Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı.

Tom trató de meterse a la habitación cerrada con llave.

Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.

O meterse en su cabeza, y ese es el rastreo especulativo.

Ya da kendinizi onun yerine koyarsınız ve buna da Spekülatif İz Sürme denir.

A Boone Smith le gusta meterse al espacio de los leopardos.

Boone Smith parsların zihniyetini incelemeyi seviyor.

Y me acorraló para poder meterse entre la langosta y yo.

ıstakozla benim arama girmek için beni yanaştırdı.

La principal razón por la que los niños dicen mentiras es evitar meterse en problemas.

Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.

- En líneas generales, los periodistas no dudan en inmiscuirse en la privacidad de cada uno.
- En líneas generales, los periodistas no vacilan en meterse en la vida privada de uno.
- En líneas generales, los periodistas no titubean en entrometerse en la vida personal de cada uno.

Genel olarak muhabirler birinin mahremiyetine izinsiz girmeye çekinmezler.