Translation of "Martillo" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Martillo" in a sentence and their turkish translations:

Deme un martillo.

Bana bir çekiç ver.

Baja el martillo.

Çekici yere koy.

Ella necesitaba un martillo.

Ona bir çekiç gerekli.

¿Dónde está el martillo?

- Çekiç nerede?
- Balyoz nerede?

Mirá ese gran martillo.

Şu büyük çekice bak.

- Ella le pegó con un martillo.
- Ella le golpeó con un martillo.

O, ona bir çekiçle vurdu.

Me hace falta un martillo.

Bir çekice ihtiyacım var.

¿Puedo pedir prestado un martillo?

Ben bir çekiç ödünç alabilir miyim?

Consigan un martillo y clavos.

Çekiçle çivi getir.

No puedo hacerlo sin un martillo.

Bir çekiç olmadan bunu yapamam.

El juez golpeó con su martillo.

Yargıç tokmağını vurdu.

Necesito un martillo para clavar las tablas.

Tahtaları çivilemem için bir çekice ihtiyacım var.

De piedra a martillo, de hombre a momia,

Taştan çekice, insandan mumyaya,

Tengo un martillo, ¡y no dudaré en usarlo!

Bir çekicim var ve onu kullanmaktan korkmam!

Se usó un martillo para romper la ventana.

Pencereyi kırmak için bir çekiç kullanıldı.

De mi padre aprendí a usar el martillo.

- Babamdan bir çekici nasıl kullanacağımı öğrendim.
- Babamdan çekiç kullanmayı öğrendim.
- Babamdan çekiç kullanmasını öğrendim.

Yo dejo mi martillo en la caja de herramientas.

Çekicimi alet kutusunda tutarım.

Él accidentalmente se golpeó en el pulgar con el martillo.

- O, kazara çekiçle parmağına vurdu.
- Kazara çekiçle başparmağına vurdu.

Esto es un martillo. No es mío, me los prestó un amigo.

Bu bir çekiç. Benim değil; onu bir arkadaştan ödünç aldım.

Para un hombre con un martillo, todo se parece a un clavo.

Elinde çekiç olan bir adama her şey bir çivi gibi görünür.

Tom fue a la ferretería a comprar otro martillo y unos clavos.

Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti.

Tomé prestado el martillo de mi padre para construir una caseta para perros.

Bir köpek kulübesi yapmak için babamın çekicini ödünç aldım.