Translation of "Líder" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Líder" in a sentence and their turkish translations:

Eres el líder.

Sen lidersin.

Necesitamos un líder.

Bir lidere ihtiyacımız var.

Tom es el líder.

Tom liderdir.

Tom es nuestro líder.

Tom bizim liderimiz.

Tom es su líder.

Tom onların lideri.

Llévenme con su líder.

Beni liderinize götürün.

No acuse al líder.

Lideri suçlamayın.

El líder dio formidables declaraciones.

Lider müthiş açıklamalar yaptı.

Es mejor líder que ella.

Ondan daha iyi bir liderdir.

Aquí yo soy el líder.

Burada lider benim.

Él fue un líder forzado.

O, güçlü bir liderdi.

Kent es un líder nato.

Kent doğuştan liderdir.

No estamos motivando a ese líder

o kişiyi böyle problemlerin daha en başından

Como consumidor y como líder corporativo.

Amerikan teknoloji endüstrisinin bir ürünüyüm.

Eligieron a Tom como su líder.

Tom'u kendilerine lider seçtiler.

¿Quién es el líder del grupo?

Grup lideri kim?

Soy el líder de este equipo.

Ben bu takımın lideriyim.

¿Quién era el líder de la expedición?

Seferin lideri kimdi?

La elegimos a ella como nuestra líder.

- Liderimiz olması için onu seçtik.
- Onu liderimiz seçtik.

General Luisa Ortega, líder de la oposición.

ve muhalefet lideri General Luisa Ortega'yı ortadan kaldırdı

Mi bisabuelo fue un líder de banda.

Büyük büyükbabam bir çete lideriydi.

Él fue el líder de la gran expedición.

Büyük seferin lideriydi.

El líder del DİSK, Kemal Türkler, pronuncia su discurso

DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken

Necesitamos un nuevo líder para unir a nuestra empresa.

Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.

Tom no tiene las cualidades de un buen líder.

- Tom, iyi bir lider niteliklerine sahip değil.
- Tom iyi bir liderin özelliklerine sahip değil.

Y buscar esas cualidades que hacen a un buen líder,

ve insanları daha iyi lider yapan niteliklere bakmaktır,

Y también quería saberlo por mí, para ser mejor líder.

kendim için de daha iyi bir lider olabilmek adına öğrenmek istedim.

Como dijo una vez una líder en gestión no lucrativa,

Gönüllü lider Anne Marks'ın gözlemi şu şekilde,

El líder gobernó su país por más de 50 años.

Lider, ülkesini 50 yıldan fazla yönetti.

Cuando su líder murió, pusieron su cuerpo en una gran tumba.

Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.

Vea, a diferencia de Maduro, Chávez fue un líder carismático y apreciado.

Maduro'nun aksine, Chavez karizmatik ve sevilen bir liderdi

Tom no tiene lo que se necesita para ser un buen líder.

Tom iyi bir lider olmak için gerekenlere sahip değil.

Tom fue nombrado líder de a organización después de que el director se retirara.

Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.

Uno era un buen banquero y el otro se convirtió en un líder de la mafia

birisi iyi bir bankacı olurken diğeri mafya lideri olmuştu

Ya había habido señales de que el instinto agresivo de Ney, que lo convertía en un líder táctico

. Ney'in kendisini parlak bir taktik lideri yapan saldırgan içgüdüsünün

Hasta la gente que no cree en la iglesia católica venera al papa como a un líder simbólico.

Katolik kilisesine inanmayan insanlar bile Papa'ya sembolik bir lider olarak saygı duyuyorlar.