Examples of using "Incurable" in a sentence and their turkish translations:
Bu hastalık tedavi edilemez.
Alkol bağımlılığı tedavi edilemez.
Tedavi edilemez bir hastalığı var.
O, tedavi edilemez bir hastalığa yakalandı.
Doktor bu hastalığın dermansız olduğunu söyledi.
Doktor onun hastalığının tedavi edilemez olduğunu söyledi.